4 Haziran 2009 Perşembe

I.ULUSAL MOBİL DEVLET KONFERANSININ ARDINDAN

2000’li yılların başından itibaren internetin yaşamımızın bir parçası haline dönüşmesiyle başlayan bir değişim sözkonusu oldu. ABD’nin önemli gelecek bilimcileri arasında yer alan Alvin Toffler 1984 yılında yazdığı Üçüncü Dalga adlı kitabında birinci dalgayı Tarım Toplumu, İkinci dalgayı Sanayi Toplumu ve üçüncü dalgayı Bilgi Toplumu olarak nitelendirmektedir.

Bilgi toplumuna geçiş aslında ciddi bir hazırlık gerektirmektedir. Bilgi toplumu en basit tanımıyla bilgiye dayalı toplum olarak ifade edilebilir (Aktaş, 2009). Bu durum yine Aktaş’ın ifadesiyle bir anlamda 90’lı yıllardan sonra insanı yeniden tanımlanmasıdır. Ayrıca, e-devlet, e-kitap, e-sağlık, e-belediye gibi birkaç yıl önce önüne e koyulan kavramlar bugün mobile dönüşmektedir. O yüzden biz konuyu artık mobil devlet anlamında da ele almak gerekmektedir.

Kısa bir geçmişten bahsedecek olursak e-yönetişim (e-governance olarak da geçer) bir devlet yapısı içersinde açıklık, saydamlık getiren ve rüşvet ve yolsuzluğu engelleyen bir altyapı sağlamak devlet, kamu, özel sektör ve vatandaş boyutlarını ele alarak değerlendirebilen bir yönetim tarzıdır. Bu tarz projeler 1990'lı yıllarda önce Amerika'da başlamış bu hareketi AB Ülkeleri, ve Japonya takip etmiştir. Türkiye’de AB’ye giriş süreci içersinde 2003'ten itibaren E-Türkiye projesi olarak devam etmiştir. Ancak bu çalışmalar dünyanın diğer ülkelerinin çoğunda olduğu gibi çok etkin olarak sürdürülememiştir.

Günümüzde yaklaşık 72 milyon nüfusa sahip olan ülkemizdeki mobil ya da cep telefon abone sayısı 150 milyon kişi yani neredeyse nüfusun iki mislidir. Ayrıca cep telefonları bilgisayarlara göre bazı farklı özellikler taşımaktadırlar. Neredeyse beş yaşın altındaki çocuklar hariç (bazen onlar da dahi oluyor) herkesin cep telefonu bulunmaktadır. Cep telefonu yaklaşık 20 sene içersinde bir uzvumuz haline gelmiştir. 7 gün 24 saat uygun olunan her noktadan kullanılabilme ve dünyanın neredeyse her köşesiyle irtibat kurabilme ve mesaj gönderebilme gibi özelliklere sahip olan gereçler bilgisayar özellikleri ile de donandıktan sonra dünyanın kapılarının insanın eline geçmesi aslında an meselesi olarak görülmektedir.

Bu ve benzeri özellikler ile donanmış mobil devlet ve m-uygulamalar sayesinde e-devletteki başarısızlıkları başarıya çevirmek de mümkün olabilir. Kısacası m-devlet bir anlamda hayatımızda oluşan yeni bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Üstelik bütün bu yenilikler Avrupa’yla neredeyse eşzamanlı olarak hayatımıza girdiği için son derece önemli olarak nitelendirilmelidir. Üstelik ülke nüfusunun yaklaşık olarak yarısının 28 yaşın altında olması ve neredeyse herkesin bu cihazlara sahip olması e-devlet hizmetlerinin mobil ortamdan sunulması açısından önemli fırsatlar sunmaktadır.
Tabii e-devlet uygulamaları da giderek gelişmektedir. Ama e- devletteki gerek kullanıcıların hazır olmamaları gibi konular (bilgisayar okuryazarlığı azlığı, altyapıda yaşanan zorluklar, bireylerin değişim süreci vb) yüzünden e-devlet uygulamalarına göre m-devletin insanlarımıza daha yakın ve daha kolay olabileceğinin göstergesidir. Ayrıca Türkiye e-devlet konusunda Birleşmiş Milletlerin E-hazırlık (e-readiness)konusundaki endeksine göre 2008 yılında 76. sırada yerini almaktadır.

Mobil devlet kamu kurumlarının stratejik bir yaklaşımla, mobil telefon, PDA (Kişisel Dijital Asistan) el ve dizüstü bilgisayarlar gibi taşınabilir gereçlerle bu tür araçların çalışmasına izin veren her türlü yazılım, kablosuz ve mobil ağ altyapılarının kullanılmasına yönelik faaliyetleri içerir (Kushchu, 2009). Mobil devlet sadece teknolojik yaklaşımları değil mobil teknolojilerin kurumlar ve halk için yarar sağlamasına yönelik yaklaşımlarını kapsar. Kısacası Devletin mobili olur mu diye sorarsanız evet olur zaten aslında devletin varlığının varoluş sebepleri arasında çoğulcu demokrasilerde “Halka hizmet etmek vardır” ve bireyler bilinçlendikçe bu tür hizmetleri talep eder hale gelmişlerdir. Çünkü bilgi bir güç ve kuvvet getirmektedir.

28-29 Mayıs Tarihleri arasında gerçekleşen konferans mobil devlet konusunun gündeme alınması ve tartışılmaya başlanması açısından önemli bir yeri olan bir konferans olarak değerlendirilmelidir. M-devlet zaten e-devletin kaçınılmaz geleceği olarak düşünülmelidir. M-devlet ağırlıklı olarak eğitim, sağlık, güvenlik gibi alanların aynında iş bulma yerleştirme benzeri kavramları hatta mobil turizm, mobil ödeme, mobil çalışma , mobil otopark, mobil imza gibi konuları da gündemimize getirmektedir. Şu aşamada genelde SMS altyapısı ile bilgilendirme gibi konular ağırlık kazansa da GPS (Coğrafik Konumlandırma Sistemi) gibi sistemlerinde kullanıldığı çok başarılı uygulamalar mevcuttur.

Özellikle M-devlet finasal olarak çok büyük yarar sağlamakta yeni finansal araçları da beraberinde getirmektedir. M-öğrenme gibi kavramlarla aynı zamanda bilgi eşitliği sağlayarak dijital bölünme ve bilgi uçurumu denilen ve kişiler arasındaki bir tür eşitsizliği yaratılmaması için de etkili olabilecek bir yapı sağlanabilir.

Hiç yorum yok: