31 Aralık 2008 Çarşamba

2008 krizlerle geçti 2009'la ilgili düşünceler

2008 dünyada kriz senesi olarak anılacak. 2009 ise umarım çok daha güzel ve krizlerin aşıldığı bir yıl olsun.2009'la ilgili kısaca hemen akla gelen düşünceler;

Gelişen teknoloji 2009'da "mobil pazarlama"nın artık daha etkin kılınmasını ve insanların bu mecrayı daha yoğun kullanmasını sağlayacak.

Mobil pazarda hizmet veren firmaların yanında hizmet sağlayıcılara destek olan firma sayısının artacak.

Sanayide üretim azalsa da bilişim sektörü giderek önem kazanan bir sektör haline gelecek.

İnsanlar birbirlerini daha iyi anlayacak ama anlaşma yöntemleri daha mobil hale gelecek, hatta kendileri de.

15 Aralık 2008 Pazartesi

Mobil Pazarlama SWOT Analizi 2009

Ekonomideki kötü gidişat 2009'da "mobil pazarlama"cıların önünü açacak gibi görünüyor.Gerçekten de 2009 mobil pazarlama etkinlikleri için çok önemli bir yıl olabilir.
http://www.mobilemarketer.com/cms/opinion/editorials/2291.html
Mobilemarketer yazarı ve editörü Mickey Alam Khan'a göre 2009 için SWOT aşağıdaki gibi değerlendiriliyor.

Güçlü Yönler;
*Pazardaki en güçlü kişisel pazarlama kanalı olma
*Ölçülebilir yatırımın geri dönüş hızı(ROI)
*İzinli pazarlama gerçekleştirilmesi kişisel rızalar dahilinde ticaret sağlanması
*Dünya çapında 3,5 milyar kullanıcı
*Bir çok tüketicinin sabit hattan tamamen ayrılarak mobil kullanıma geçmesi
*Internet kullamı olan akıllı telefon satışlarının artması
*Bir çok toptancı ve perakendecinin mobil konusundaki girişim düşüncesinin artmış olması
*En güçlü sadık müşterileri sağlayan bir araç olarak görülmesi
*Mobil uygulamaların giderek artıyor olması
*Kupon vermenin geleceğinin mobilde olması
*Araştırma pazarının geleceğinin mobile taşınması

Zayıf Yönler;
*Algılama sorunları
*Henüz mobilden internet kullanımının gelişmemiş olması
*Taşyıcıların ve sistemlerinin cep telefonları kadar hızlı gelişmemiş olması
*Mobil pazarlama servis sağlayıcılarının henüz fazla gelişmiş olmaması
*Mobil servis sağlayıcıları arasında tam bir birlik sağlanmamış olması
*Mobil reklam konusunda henüz yetersiz sayılabilecek reklam ve tanıtım firmaları

Fırsatlar;
*Diğer medya kanallarıyla çok yakın bağlantıda olması
*Mobilin veri tabanı pazarlamasının geleceğini oluşturması
*Daha ölçülebilir olması sayesinde şirketlere fayda yaratması
*Kısa mesajların giderek yaygınlaşmasıyla SMS reklam ve pazarlamasının hızlanması
*Giderek daha kaliteli ve iyi içeriklere yönlenilmesi
*Mobil kupon verilebilmesi
*Mobil ticari satışlara başlanmış olması

Tehditler;
*Henüz deneme aşamasında olması ve ekonomik kesintilerden çok hızlı etkilenmesi
*Mobil pazarlama servis sağlayıcılarının henüz aktive olmamış olması
*Servis sağlayıcılarının ticari SMS reklamlarını ücretlendirme politikaları ve bunları tüketiciye yansıtmaları
*Bazı oluşan yasal düzenlemeler ve uygulamalar
*Mobil pazarlamanın reklam ajansları tarafınfan zor bir iş görülmesi ve çok kanallı pazarlama faaliyetlerine yönelme

Mobil Asayiş Karakolu

Bugün webde sörf yaparken bir habere rast geldim ve ilgimi çekti. Haberi sizlerle paylaşmak istiyorum.
http://www.boluolay.com/news.php?id=5264&ayear=2008&amonth=10&aday=11

Yaşamımız giderek mobilleşiyor demekle pek de haksız sayılmayız. Gerçekten yeni teknoloji hepimizi etkiliyor. Geçen gün bilgi çağı web sitesinde İngilterede polisin mobil olarak parmak izi aldığını yazıyordu..
http://www.bilgicagi.com/index.php?option=com_content&task=view&id=1676&Itemid=137

Biz de bu konuda gecikmiş sayılmayız. Bolu'da özel donanımlı "mobil asayiş karakolu" uydu telefonları sayesinde, en ücra noktalarda bile vatandaşa jandarma hizmetlerini ulaştırıyor.
Mobil Asayiş Karakolları sayesinde vatandaşın, yaşanan bir olay sonrasında bölgede ki karakola gitmesine de gerek kalmadığı belirtiliyor ve "Mobil karakollar", müdahale ettikleri olaylarda, zanlı ve mağdurların ifadelerini olay yerinde anında alabilme yeteneğine sahip. Bu, hem olayın faillerinin kısa sürede yakalanmasını sağlıyor, hem de vatandaş yaşadığı köyde veya kasabada karakola gitmekten kurtuluyor. Vatandaş ifadesini anında verebiliyor. Mobil karakollar, hizmeti vatandaşın ayağına kadar götürmesi hayata yeni bir kolaylık getiriyor demektir

12 Aralık 2008 Cuma

Ülkeler, yerler, müzeler

Daha önceden yer bazlı hizmetler ("location based services") konusuna kısmen değinmiştim. Yurt dışından yeni döndüm. İspanya'daydım. Güya Fransızlara milliyetçi derler her yerde Fransızca konuşuyorlar diye ama deneyimim İspanyolların da benzer olduğunu gösterdi.

Pazarlama sadece ürün ya da hizmette değil ülkeler için de geçerli. Özellikle ülkemiz gibi inanılmaz doğal güzellikler ve tarihin içiçe yaşandığı yerler açısından daha da önemli.

Gerek buraların tanıtımı gerekse tarif etme haritalama gibi konular gelecek olan müşteriye (turistlere) kolaylık getirebilecektir. Buna dayanarak konuyu altyapı maliyetinin dışında neredeyse maliyetsiz kılan bluetooth pazarlaması konusuyla da bağdaştırmak gerekiyor.

"Mobil pazarlama"nın önünde daha alınacak çok yol ve yapılacak çok iş var gibi gözüküyor.

28 Kasım 2008 Cuma

3. Nesil Mobil Gereçler Hayatımızın İçinde

3N ihalesi 28.11.2008'de gerçekleşti. Daha önceden benzer ihalelerde iptaller sözkonusu olmuştu. AB ülkelerinde de milyar dolar seviyelerindeki ihaleler sebebiyle yatırımlar geride kaldı. Buna bakılırsa Türkiye çok geri kalmış sayılmaz.
Türkiye'de bu konuda üç tip lisans verilmiş durumda.

A tipi lisans Turkcell (40 mHz kapasiteye sahip)
B tipi lisans Vodafone (35 mHz kapasiteye sahip)
C tipi lisans Avea (30 mHz kapasiteye sahip)

Bu firmalar gelecek 20 yıl için lisans almış oldular, ancak son haline gelmesi için belli prosedürlerden geçmesi de gerekiyor.

Artık 3N sonrası hız ve fiyat rekabette ilk göze çarpan unsurlar olarak değerlendirilebilir. Bu yeni nesil telefon uygulamalarının 2009 yılı ortalarında faaliyete geçmesi bekleniyor.

Bu sayede müşteri sayısının artması bekleniyor. Çünkü bu tip telefonlar veya benzer cihazlar nerede olursa olsun kablosuz internet hizmeine erişebilme yeteneğine sahip.Bu yeni teknoloji sayesinde hızlı mobil internet, görüntülü telefon, mobil televizyon gibi özellikler rahatça ve ucuz bir şekilde kullanılabilecek.

Bu sayede yeni iş ve istihdam alanları da ortaya çıkıyor. İletişim ise katbekat hızlanacak. Bu bağlamda yeni telefonların milli hasılaya büyük katkıda bulunması da beklenenler arasında. Özellikle medya ve pazarlama sektörü bu konudan oldukça etkilenecek ve yepyeni işler ve iş alanları doğacak.

http://www.nuveforum.net/376-telekominikasyon/63509-ucuncu-nesil-mobil-haberlesme-sistemi-3n-teknolojisi/

27 Kasım 2008 Perşembe

Wild Wild Web/ Wild Wild Wireless

Internet insanların yeni yaşam ortamlarından biridir. Ayrıca bu ortam hergün yeni çıkan gelişmelerle çılgın ve karmaşık bir hale dönüşmektedir. Sürekli artan web siteleri ve seçenekler yeni çılgın fikirlerin doğmasına sebep olmuştur. Aynı zamanda çılgınca bir veri artışı meydana gelmiş internet adeta bir veri ve bilgi çöplüğüne dönüşmüştür. Bu aynı zamanda savunmasız ve bilinmeyen bir ticari dünyadır. Ticaretin kişi bazına kadar indirgenebildiği ve kişilerin çoğu zaman bağımsızca ve özgürce hareket edebildiği yırtıcı ortamları oluşturmaktadır.

Şimdiyse ticaretin daha da bireyselleştiği ortam olan "mobil pazarlama" yukarıdaki çılgınlığı cebimize kadar taşıyor. Bu yeni ticari ortam henüz keşfedilmemiş pek çok alanı içeriyor bunların bazıları insan ölçeğinde zarar verici olsa da farklı bir ticari dünya cebimizde!! Buradaki bir avantaj koruma sistemlerinin internetten daha hızlı ve fazla geliştirilebilecek olması ve servis sağlayıcılarının da bir tür aracılık görevi görmesidir. Tabii bir de lüzumsuz rahatsızlık veren SMS'ler de konuya dahil edilebilirler...

Acaba hangisi daha vahşi? Web mi cep mi?

25 Kasım 2008 Salı

Mobil POS cihazları

Hayatımız ve ticari hayat giderek mobilleşiyor. Servis sağlayıcıları da bunu kolaylaştırmak ve mobil hizmetlerini geliştirmek için yarış içersindeler. Bu yarışta örneğin Mobil POS'un sunulması özellikle perakendeci firmalar açısından son derece büyük avantaj sağlayabilir. http://www.turkcell.com.tr/kurumsal/servisler/mobilpos
Bu hizmet sayesinde;
Müşterilere istenilen yerde hizmet ulaştırma ve kredi kartıyla alışveriş sunma imkanı sağlanmış olmaktadır.
Kredi kartı işlemleri müşterinin tanıklığında yapıldığından, kredi kartı bilgilerinin üçüncü şahısların eline geçme riskinin ortadan kalkmasını sağlar.
Bu tür POS cihazları sayesinde her yerden provizyon alınabileceği için hem müşteri hem perakendeci açısından risksiz bir alışverişi sağlar.
Böylelikle daha büyük bir müşteri kitlesine hizmet verme olanağı yaratılmaktadır.
Telefon kesintilerinden veya sabit hatlardaki yoğunluktan etkilenmeden işlem yapabilme olanağı sunması hız ve erişim açısından ciddi kolaylık getirir. Bu tür imkanlar "mobil pazarlama"yı etkin hale dönüştürmektedir.

22 Kasım 2008 Cumartesi

Mobil Promosyonlar

Mobil ortamda oluşabilecek üç farklı promosyon söz konusudur.

Firmalar tarafından yönlendirilen ve talebe yol gösterecek promosyonlar,
Müşteriler tarafından yönlendirilen tedarik yönlü promosyonlar ve
İşbirliği ile gerçekleşen hem talep hem de arzın ortaklaşa oluşturduğu promosyonlardır.

Firmalar tarafından yönlendirilen mobil promosyonlar özellikle SMS duyuruları şeklinde kitlesel olarak gönderilirken giderek değişmekte bir şebeke pazarlama (network marketing) aracı haline dönüşmektedir. Üstelik bu durum sadece network marketing olmakla kalmayıp m-advertising (m-reklam) ve m-entertainment (m-eğlence) gibi promosyonları eğlenceye dönüştüren bir hale gelmekte ve teknolojik ve sosyal sistemler biribiriyle içiçe geçmekte ve bulanıklaşmaktadır.

Bunun zamanla madvertising haline dönüşmesi de mümkündür. Ancak bunun çılgınlığa dönüşmemesi için promosyon gerçekleştiren firmalara ciddi sorumluluklar düşmektedir. Aksi taktirde promosyonların sonunun amacından saparak değer düşüklüğüne uğraması kaçınılmazdır.

Burada önemli olan nokta müşteriye promosyonları izlemek istediği an ve ortamda sunmaktır. Bu da müşterilerle bir tür birebir pazarlama gerçekleştirmektedir. Bu esnada gerçek tam zamanlı bir bilgi ve teslimatın ortaya koyduğu veriler ortaya çıkmaktadır. Bu sistem bir bilginin saldırgan bir şekilde ittirilmesi değil insanlara bunu isteyip istemediğinin sorulması ve buna bağlı eylemlerin gerçekleşmesinin sağlanmasıdır. Bu aynı zamanda iyi bir müşteri ilişkileri yönetimi yapısı sağlar.
"Mobil pazarlama"nın önemli ögelerinden olan promosyonlar mobil pazarlamayı geliştiren araçların içinde yer almaktadır.

21 Kasım 2008 Cuma

Dünyada en fazla oranda mobil telefon kullanıcısı olan ülkeler

Countries with Highest Ratio of Mobile Phone Users, World's Top Ten Countries with Highest Ratio Of Mobile Phone Users in the World

Pazarlamacılar neden mobil medya kullanmalı?

Bu başlığı
http://www.mobilemarketer.com/cms/opinion/columns/2159.html
"Why marketers should pay attention" başlıklı yazıdan aldım. Yazar son dönemlerdeki krizin etkilerini incelerken diğer yandan da mobil medyanın öneminden bahsediyor.

Mobil medyanın günümüzde bir yeni doğan medya olmaktan çoktan çıktığını da ifade ediyor. Çünkü çeşitli amaçlarla mobil telefon ve benzeri gereçleri kullanan sayısı dünyada 2007 Kasım ayı itibarıyla 3.3. milyar kişi olup dünya yüzeyinde yaşayan tüm insan sayısının yarısı kadar bir nüfusa ulaşmış durumda http://en.wikipedia.org/wiki/Mobile_phone
Bunu Guardian'daki haber de destekliyor
http://www.guardian.co.uk/technology/2008/sep/26/mobilephones.unitednations
Birleşmiş Milletlerin bir araştırmasına göre bu rakamın 2008 sonu itibarıyla 4 milyara ulaşacağı ifade ediliyor.Milenyumun başında dünyada sadece %12 olan mobil telefon sahipliği oranının yine bu yıl sonunda %61'e ulaşacağı öngörülüyor.
Artık görsel, işitsel ve interaktif ögeler herhangibir sorun olmaksızın müşterinin cep telefonuna inebilmektedir.
Mobil telefon işletmeler için müşterilerine en güçlü doğrudan karşılık verebilecek kanal olarak değerlendirilmektedir.
Eğer işletmeler bir şekilde mobille ilgili bir çıkış yaptıklarında ciddi ve hızlı sonuçlar elde edebilmektedir. Üstelik ucuz ve doğrudan bireye ulaşan mesajlarla sunum yapmak söz konusudur.

16 Kasım 2008 Pazar

Mobil Telefon Alışkanlığı ve Psikolojik etkiler

Mobil telefon giderek hayatımızın ayrılmaz bir parçası halien dönüşüyor. Yapılan araştırmalarda gençlerin giderek daha uzun süre cep telefonu kullandığı anlaşılıyor.
http://www.impactlab.com/2007/02/28/mobile-phone-addiction-may-cause-psychological-disorders/Bu durum bazı kişilerde alkolizm gibi alışkanlıklar içersinde yerini almaya başladı. Araştırmaya göre mobil telefon tutkunluğu görünüşte pek anlaşılmıyor. Ancak mobil telefon kullanıcılarından gençlerin %40'ı cep telefonunu günde 4 saatten fazla kullanıyor. Bu tür kullanıcılardan kendilerinde güven eksikliği olanlar mesajlarına yanıt alamadıklarında veya aranmadıklarında büyük rahatsızlık hissediyorlar.

Mobil tutkunları aile toplantı vb gibi şeyleri fazla önemsemiyor ancak mobil telefondan mahrum kaldıklarında son derece üzgün olabiliyorlar.
Telefonlarını kapattıklarında endişelenme,sinirlilik,uykusuzluk,uyku düzensizliği, titreme hatta yeme bozukluklarına dahi yol açabiliyor.
Cep telefonunun gençler tarafında kullanımında mutlaka uygun bir sebep gösterilmesi gerekliliği ön plana çıkıyor. Bu yüzden cep telefonunun kullanımı hayatı anlamlı kılacak şekilde olmalı. Ne dersiniz?

15 Kasım 2008 Cumartesi

Artık tanışmak mobil, evlenmek mobil

İnternet üzerinde çöpçatanlık siteleri çok büyük bir yer kaplıyor. Çünkü insanların biraraya gelmeleri gerçekten büyük ihtiyaç. Aynı ihtiyaç televizyondaki izdivaç programlarında da görülüyor. İnsanlar kendilerine uygun eş bulmakta güçlük çekiyorlar.

Artık bu iş için de cep telefonları işe yarar bir gereç. Çünkü belli yerlerde verilen hizmet sistemiyle Location Based Services) birbirine uyumlu olarak nitelendirilebilecek kişilerin belli bölgelerde olduğu o kişileri kabul edip etmeyeceğine dair izin alınmasıyla biraraya getirilerek tanışması sağlanabilmektedir. Bu çöpçatan sitelerinin bir anlamda mobile taşınabileceğini de gösteriyor.
Ama iş bununla kalmıyor artık 1530'a mesaj atanlar İstanbul'da evlenme işlemlerini mobil telefon üzerinden başlatabiliyor. (http://www.haberteknoloji.net/tag/istanbul-buyuksehir-belediyesi). Dünya giderek ilginç hale gelmeye başladı ne dersiniz?
Aslında Yer Bazlı hizmetler "Location Based Services" sadece bununla kalmıyor pek çok kişiye aradığı arkadaşını veya bir yeri kolayca bulmasının yolunu gösteriyor. Bu tür hizmetler 3N'ye geçişle beraber çok daha etkin kullanılabilecek ve "mobil pazarlama"ya yeni kapılar açılmasını sağlayacaktır.

12 Kasım 2008 Çarşamba

Mobil Reklam mı Mobil Pazarlama mı?

Mobil mesajın ticari olarak kullanıldığı 13 Ekim 1983 tarihinden bu yana mobil iletişimde ciddi gelişmeler hatta devrimsel farklılıklar hızla gelişiyor.(http://www.ctia.org/media/press/body.cfm/prid/1781)

Önceleri mobil reklamcılığın gölgesinde kaldı mobil pazarlama.Örneğin 2002'de Kalakota ve Robinson'a göre mobil pazarlama mesajların ve promosyonların dağıtılması olarak tanımlanırken Pura aynı kavrama Mobil reklamcılık diyor Stafford and Gillenson ise m-ticaret olarak adlandırıyordu.
Oysaki bu kavramların daha netlikle tanımlanmaya ihtiyaçları var.
Eğer konuya reklamcılığın vazgeçilmez ögeleri açısından bakarsak önceden ödenmiş, kişiye özel olmayan, tanımlı biri (bir kurum) tarafından iletilen kitlesel medya kullanan ve temel amacı ikna ve etkileme olan unsurlardır.
Pazarlama ise günümüzde artık tüketiciye bir değer yaratmak olarak algılanmaktadır.
Mobil Pazarlama MMA İngiltere'ye(2003) göre mobil kanal kullanılarak müşterilere iletilen her türlü pazarlama reklam ve satış promosyonu çabaları olarak tanımlanmaktadır.
Mobil pazarlamanın daima mobil reklamdan daha geniş kapsamlı olduğu açıktır. Ayrıca doğrudan pazarlama, şebeke pazarlama, karşılıklı etkileşimli pazarlama, izinli pazarlama gibi konuları da kapsamakta olan bu yeni alan pazarlamacılara çok yeni fırsatlar sunmaktadır

10 Kasım 2008 Pazartesi

Cep numaralarının taşınması

9. Kasım .2008 tarihi itibarıyle bir operatöre bağlı olan abone telefon numarasında herhangi bir değişiklik olmaksızın bir başka operatöre taşınabilir hale geldi.
Bu operatörlerin kendilerini pazarlamaları açısından çok büyük bir fırsat. Her bir operatör gerek reklamlarla gerekse sundukları promosyonlarla müşterilerine hitab etmeye çalışıyor.

Cep numaramı nasıl taşırım?
Bilgi Çağı - Pazartesi, 10 Kasım 2008

da detaylı bilgiler yer alıyor.

Buradaki değiştirme yapmak isteyenler açısından en önemli unsurlardan biri numaranın taşınmasının belli bir süre gerektirmesi (6 gün) bir diğeri de bir operatörden daha önceden edinilmiş olan kampanya ya da promosyonların diğer operatörde sürmeyecek olması.
Bir zamanlar teknoloji bu kadar ilerlememişken her yerden çekebilsin ve bir şekilde iletişim kurabilelim diye farklı operatörlerden cep telefon numarasını alan bizler için cazip görünüyor.
Ama açıkçası değişim her zaman ufak tefek de olsa maliyet getirmiştir. Bu parasal da olabilir fırsat maliyeti olarak da değerlendirebilir.
Çok kısa bir sürede yeni bir seçim olanağı sağlayan bu olanağı akıllıca ve en uygun şekillerde değerlendirmek gerekmektedir.

9 Kasım 2008 Pazar

Bluetooth teknolojisi ve pazarlama

Bluetooth teknolojisi açık alan/kapalı alan farkı olmadan her yerde çalışabilen ve heryerde kullanılabilen çok kolay bir teknolojidir. Bu teknoloji bazı ek teknolojik gereçler vasıtasıyla etkin kılınabilmektedir.

Bluetooth kısa menzilli bir kablosuz teknolojidir ve kullanıcıların çevrelerinde aktif olan mobil gereçlerin muntazaman birbiriyle bağlantı kurmalarını sağlamaktadır. Bluetooth 2.4 GHz ISM (endüstriyel, bilimsel ve tıbbi) bandda çalışan hızlı frekans sekmelerini kullanarak küresel olarak lisanstan bağımsız bir teknoloji olarak değerlendirilmektedir.

Bluetooth teknolojisinin günümüzdeki kullanımı şu anda dördüncü versiyon olarak değerlendirilen yapıda olup- küçük biçimli faktör radyo, düşük enerji, düşük maliyet, yerleşik güvenlik, sağlamlık, kullanım kolaylığı ve ad hoc şebeke kullanımı gibi konularda gelişimini sürdürmektedir.

Ancak bluetooth’un ticari anlamda gerçek çıkışı günümüzdeki yeni cep telefonlarının yaygınlaşmasıyla olmuştur. Bu telefonlar sayesinde teknolojik hazır reklamcılık ve promosyon firmalarına da doğru müşteriye doğru yer ve zamanda izinli olarak ulaşarak yeni fırsatlar getirmektedir.

Mayıs 2008 itibarıyle Bluetooth pazara girişinin 10. Yılını doldurmuştur(http://bluetooth.com/Bluetooth/Press/SIG/iBluetoothi_Awareness_Nearly_Doubled_Among_Consumers.htm retrieved 11/3/2008).
Bu teknoloji başlangıçta cep telefonlarını eller serbestken kullanabilen kablosuz kulaklıklar üretilmesi şeklinde gündeme gelmiştir. Günümüzde Bluetooth teknolojisi laptoplarda, PDA’lerde, kameralarda, yazıcılarda, cep telefonlarında, farelerde ve klavyelerde, MP3 çalıcılarında, hoparlörlerde, otomobillerde hatta sağlık cihazlarında kullanılmaktadır.

Aslında bir bluetooth çipinin bir mobil telefona yüklenmesinin maliyetinin çok da düşük olmadığını ifade eden uzmanlar bu teknolojinin bir çok ürüne eklenerek motorsiklet kaskları, güneş gözlükleri, oyun kontrol gereçleri ve bazı fitness gereçlerinin üzerine de dahil edilmeye başlandığını ifade etmektedir. Bu da gerek ev eğlence sistemlerini gerekse fitness gereçleri gibi yeni sahaları beraberinde getirmektedir (http://bluetooth.com/Bluetooth/Press/SIG/2008_MARKS_TEN_YEARS_OF_emBLUETOOTHem_WIRELESS_TECHNOLOGY.htm retrieved 11/9/2008).

Mobil Aile

Önceleri kişiden kişiye, şehirden şehire, daha sonra da ülkeden ülkeye gerçekleşen telefonla iletişim insan hayatında yeni ilerlemelere sebep olmuştur. Ancak günümüzde aile ve bireyin cep telefonuyla etkileşimi giderek daha etkili hale dönüşmektedir.
İlginç olan aynı anda hem herkesin bir arada olup hem de birbirinden çok uzakta hissedebilmesidir. Örneğin bir bayram gününde bütün akraba ve arkadaşlara bayram mesajı gönderilerek ilişkiler güncel ve sıkı hale getirilmiş olur. Özellikle yurt dışındaki arkadaş ve akrabalar bundan daha da çok etkilenmektedir. Ama herkes bir aradayken çocuklardan birinin cep telefonu çaldığında ise konuşmaya başladığı andan itibaren sanki bir ara bölgede kalmış gibidir. O esnada kişi çevresindekilerle değil ilgilenmek onları duymamakta telefon konuşmasındaki muhatabıyla iş muhabbetini sürdürebilmektedir. Bu da bazı toplumsal ilişkilere değişik bakış açısı getirmektedir.

Anneyle baba akşam yemeği organizasyonunu cep telefonu üzerinden yapmakta, yemekte ne istendiği dahi cepten kısa mesajlarla iletilebilmektedir.Hatta bazen yüzyüze kolayca söylenemeyen şeyler bile cepten daha kolay iletilir hale gelmiştir.

Mobil aile oluşumunun günümüzde etkileri görülmektedir. Örneğin çocukların ve gençlerin izlenmesi ve güvenliği için cep telefonu neredeyse olmazsa olmaz bir araç diye düşünülmektedir. Çünkü sürekli taşınan bir cep telefonu özellikle ailede çocukların takibinde güven verici bir araç olarak değerlendirilmesini de sağlamaktadır. Böylelikle çocukların veya gençlerin ihtiyaçlarının anlaşılması mobil telefonla daha kolay hale gelebilmektedir. Kuşakların davranışlarını etkilemekte çekirdek aile dışında farklı yaygın aile formlarına yakın formları ortaya çıkarabilmektedir. Artık bebeklerin bile neredeyse sakinleştiricisi gibi ortaya çıkan cep telefonlarının daha nelere kadir olacağını doğrusu merak ediyorum. Siz ne dersiniz?

29 Ekim 2008 Çarşamba

Blogların engellenmesi

Bu hafta başından itibaren çok talihsiz bir deneyim geçirdik. Blogger adli makamlar tarafından kullanıma men edildi. Bu konuda pek çoğumuz tepkilerimizi yazılı ya da sözlü dile getirdik.

Gerçekten ahlaka aykırı, sosyal kuralları hiçe sayan, terör gibi konularda destekçilik yapan türdeki sitelerin veya web adreslerinin kapatılmasını doğal buluyorum da binlerce kişiye hizmet veren ve amaçları arasında bilgi sunmak paylaşmak,haberleşmek gibi ihtiyaçları karşılayan türden yapıların tamamen kapatılmasını uygun bulmadığımı ifade etmek isterim.

Umarım bir daha böylesine talihsiz bir durumla karşılaşmayız.

Saygılarımla

17 Ekim 2008 Cuma

Blackberry mi IPhone mu?

Kellogg School of Management' da öğretim üyesi olarak çalışan John Sviokla "How BlackBerry's Storm Could Swamp the iPhone" başlıklı yazısında (http://discussionleader.hbsp.com/sviokla/2008/10/how_blackberrys_storm_could_sw.html)
Iphone'un büyük bir atılım yapıp ciddi bir farklılık yarattığını açıkça ortaya koyuyor ve bu konuda Blackberry'nin yapması gerekenleri bir kaç maddede sıralandırıyor.
1.) Temelde daha da iyi bir gereç; Storm'un bunu bir keyboard gibi çalışan dokunmatik ekranla yatığını belirtiyor.
2.)Temelden farklı bir fiyat; Akla 0(sıfır) dolar gibi bir rakamın geldiğini söylüyor ve
3.)Inovasyonda akışkan bir pazar; Iphone'un bunu Apple shoplarla çözdüğünü ifade ediyor.

Birinci madde çözülmüş gibi görünse de 2 ve 3. maddelerde yeniyapılar ve sistemler oluşturmak gerekiyor.
0(sıfır) fiyat uygulaması Japonya'da da uzun süredir uygulanan politikalardan biri, bir çok kullanıcının ürüne kolayca yönelmesini temin edebiliyor.
Inovasyonu müşterileriyle kurabilme ise gerçekten konuya mücadeleci bir boyut katıyor.

Durumun gelişimini önümüzdeki günlerde göreceğiz.

12 Ekim 2008 Pazar

Mob-marketing/ Mob-consuming

Mobil pazarlama konusunda sörf yaparken http://www.bestoftrendy.com/2005/11/mob-marketing-or-mob-consuming-which.html da mob-consuming mobil tüketim konusunda bir başlık vardı. Cebit 08 Fuarında mobil konusunda çok müthiş yenilikler keşifler kullanım tarzlarına yönelik yeni ürünler ve yeni teknolojilerin hayatımızı daha da mobilleştireceği ve buna hız verildiği konusunu ciddi olarak gözlemledim.

Artık bizde de mobil tüketici veya tüketicilik kavramları üzerinde de durmak gerekmekte. Çünkü hayatımızın özel bir parçası olan cep telefonları alışverişte mobil cüzdan olarak işe yarayabiliyor. Mobil alışveriş yapabilen yetenekler geliştirilen gereçlerle alışveriş iyice kolay bir hale dönüşebiliyor.

Bu tür yeni ürünlere yön verenlere ve yaratanlara şimdiden çok teşekkürler çünkü hayatımızı kolaylaştıracak bize daha fazla vakit bırakacak türden girişimler bunlar.

5 Ekim 2008 Pazar

Mobil Öğrenme

Aslında felsefi olarak insan yapısı itibarıyle durağan olmayan bir varlık olduğu için öğrenmesi de mobil olarak düşünülebilir. Ancak günümüz teknolojileri mobil hareketliliği çok daha etkin kılan bir yapıya bürünmüştür. Bu değişimler olagelirken Türkiye'de de gerçekten çok ilginç çabalara rastlanmaktadır.

Aşağıdaki haber mobil öğrenmeye ilişkin dünyaca önemli çabalardan birini ortaya koymaktadır."SMS'le İngilizce öğrenilecek" başlığını taşıyan haber ekteki bağlantıda yer almaktadır. http://www.haberturk.com/haber.asp?id=100724&cat=210&dt=2008/10/03.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde son derece verimli kullanılabilecek yeni yöntemlere adım atılmaktadır. Çünkü Türkiye'deki öğrencilerin kişisel bilgisayarlara sahip olma oranının yeterli düzeyde değildir ancak cep telefonu neredeyse herkeste bulunmaktadır. Araştırmacılara başarılar diliyorum. Umarım daha nice güzel haberler alırız.

1 Ekim 2008 Çarşamba

Birgün Herkes Cepten konuşacak mı?

Birgün herkes cepten konuşacak
Bilgi Çağı - Çarşamba, 01 Ekim 2008

Yukarıdaki linkteki haber çok ilgimi çekti doğrusu. Çünkü 2010 yılında dünya nüfusunun yarıdan fazlasının cep telefonu kullanıcısı olacağı tahmin edilen bir araştırma sonucunu ifade ediyor. Üstelik Asya-Pasifik, Orta Doğu ve Afrika’nın, 2013’e kadar abone sayısını yüzde 80 düzeyinde artırarak, mobil telefon pazarının lokomotifi olacağını tahmin edildiğini ifade ediyor. Bence bu çok doğal dünyanın herhangi bir yerine belki sabit telefonla ulaşmak mümkün olmayabilir ama yeni teknolojiler sayesinde mobil telefonla ulaşmak çok daha kolay olacaktır.
Mobil telefonla ilgili okuduğum bir kitapta örneğin Bangladeş'te sabit erişimi olmayan köylerde mobil telefon sayesinde piyasa fiyatlarının izlenmesi ve bu sayede çiftçinin daha fazla kar etmesinden bahsediliyordu.

Mobil telefonlar bu ve benzer anlamda gelişmekte olan ülkelere de yeni bir fırsatlar zinciri sunacaktır.

Cebe film indirme

Cep telefonları iletişimde yalnızca sesli ve mesaj iletişiminin yanında görsel ögeleri de iletebilen, değiştirebilen bir yapıya büründü. Bunun bir ileri aşaması
3G'ye geçildiği taktirde film indirme.

Ama bu tabii ki kolay değil;
1. Altyapı
2. Özellikli cep telefonları gerekiyor.

Aynı zamanda filmlerin cepte izlenirken etkili olabilmesi için de belki yeni bir takım efekt ya da fonksiyonlara ihtiyaç olacak.

Halen e-mail mesajları bile zor iner ve şebekeler tam anlamıyla hizmet veremezken çok kısa sürede geçiş bir önceki yazıda bahsedilen kuyrukta bekleyen meraklı kişilerin olması tabii duruma iyimser bir hava katıyor. Ancak zaten cep telefonu son 10 yılda kanatlanan ve jet hızıyla giden bir teknoloji ve eninde sonunda gelecek.

Bu da pazarlamacılara yeni bir etkileşim kapısını aralamış oluyor.

29 Eylül 2008 Pazartesi

IPhone Rekabeti ve Özellikleri

Cep operatörlerinin IPhone savaşı erken başladı haberleri Türkiye'yi kasıp kavuruyor.http://kobi.milliyet.com.tr/haberdetay?nid=1965

Bağdat caddesinde iphone satan mağazalarda geceden kuyruklar oluşuyor.(Sanırım bu da teknolojinin Türkiyeye yeni armağanı:)Turkcell ve Vodafone kıran kırana Türkiye pazarı için rekabet ediyor. Bunun sebebi bu mobil gerecin son derece kullanışlı ve estetik olması.

Özellikleri;
-Dokunmatik ekranlı
-Bilgisayar özellikleri var
-Mp3 müzikçalar ile cep telefonunun birleşimi
-3G uyumlu modelleriyle görüntülü konuşma yapılabiliyor.
-300 saate kadar bekleme özelliği uzun pil ömrü
-Renkli ekran
-Yön bulmaya yarayan navigasyon sistemi
-Özel yazılımlarla yeni özellikler eklenebiliyor.

Tüketici artık tuşlu telefonlardan dokunmatik ekrana geçiş yapıyor renkli ve etkili görüntüsü, iyi ve kaliteli müzik dinleyebilme gibi özellikler herne kadar diğer cep telefonlarının çoğunda standart hale geldiyse de bu gereç farklılık ortaya koyuyor. Küçücük ekrandan çok net film seyretme özelliği dahil pek çok artı getiriyor. Bu da insanların yeni teknolojiye olan iştahlarını bir kez daha kabartıyor.

20 Eylül 2008 Cumartesi

Yeni teknolojiler ve Salty Sardine

Bugünkü Hürriyet gazetesi Ayşe Arman'ın köşesindeki(http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/9933869.asp?yazarid=12&gid=61&sz=75347) söyleşi ciddi olarak ilgimi çekti. Türkiye'de bir tekstil firmasının nanoteknolojiyi müşterilerine taşıma çabaları açıkça ortadaydı.

Firmanın adı Salty Sardine (Tuzlu Sardalya) http://www.saltysardine.com/

Tekstil müşterilerinin sürekli şikayet ettiği kirlenme lekelenme gibi sorunları çözdüğünü düşündüm hemen iki ürünü seçerek alışveriş yaptım. Ürünlerin gelmesini ve sonuçlarını merakla bekleyeceğim ve bu köşede yayınlayacağım.

Teknolojiyi takip hatta teknolojinin ilersine geçmek için bizim firmalarımız da bu örnek firma gibi hareket etmek zorundadır. Tüm firmalar yeni teknolojileri izlemek ve değerlendirmek zorunda, çünkü rekabet ortamı ister istemez fark yaratmayı gerektiriyor. Üstelik bilgi teknolojileri yoğun bu çağda çünkü haberin olduğu an alışveriş yapabilme şansına sahip bir müşteri kitlesine ulaşmak ise işin cabası.

9 Eylül 2008 Salı

Kablosuz elektrik ve müthiş ilerlemeler

Teknoloji kullanıcılarına yepyeni açılımlar geliyor. Intel, cep telefonları, dizüstü bilgisayarlar veya şarja ihtiyaç duyan benzer tarzdaki cihazların elektrik prizine ihtiyaç duymadan şarj olabilmesine imkan tanıyan projeyi geliştirmeye devam ediyor. Yeni teknoloji, aynı frekansta rezonansa giren elektrik bobinlerinin, belirli bir mesafeden birbirine enerjiyi aktarabilmesi prensibini kullanıyor.(http://www.bilgicagi.com/index.php?option=com_content&task=view&id=1479&Itemid=137)
Bu müthiş bir gelişme artık kablolar tamamen de ortadan kalkabilir.
Aynı haberde yeni geliştirilen catom teknolojisi ise eğer bir bilgi işlem cihazının kasasını, ekranını ve klavyesini değiştirmek için kullanılabilir, kullandığınız özel yola uydurmak için bir cihazın fiziksel biçiminin değiştirilmesini mümkün kılabilir. Örneğin mobil bir bilgisayar, cep için küçülebilir, mobil telefon olarak kullanıldığında bir kulaklık şeklini alabilir ve Internet'te dolaşmak veya bir film izlemek için bir klavye ile daha büyük ve yatay hale gelebilir.Bu formda ve şekilde inanılmaz değişikliklere yol açabilir.
Sanırım nanoteknolojiyi de içeren yeni bir yapı. Tebrikler Intel.

5 Eylül 2008 Cuma

Mobil Sağlık

Sağlık hizmetlerinin kökeninde bir hareketlilik söz konusu. Çünkü ya hasta doktora geliyor ya da doktor hastasına. Ayrıca ambulans, laboratuvar gibi sağlık hizmetleri de genelde bir hareketlilik içeriyor.

Mobil sağlık sistemi şu aşamada Edremit Devlet Hastanesi'nde başarıyla uygulanıyor. Bu hizmetle ilgili haber linkte yer alıyor http://www.haberler.com/edremit-devlet-hastanesi-nde-kuyruk-cilesine-son-haberi/

Üstelik benzer hizmeti internetten de verebilmekteler. Ancak internet erişimi sanırım altyapıdaki yetersizlikler yüzünden çok başarılı görünmüyor. Ama mobil randevulaşma mükemmel çalışıyor. Üstelik cep telefonuyla randevu alan kişiye randevu günü ve saati hatırlatılıyor. Burada insana gerçek bir değer verildiği ve fayda yaratıldığı açık.

Bu sayede Türkiye'de hastanelerde görülen en büyük sorunların başında gelen kuyruk çilesine de son verilmiş oluyor. Mobil hizmet kanalıyla istenilen doktordan randevu kolayca alınabiliyor.

Dilerim ki bu hizmet tüm hastanelerimize yaygınlaşır. Bu gibi artılar sayesinde medeniyete daha kolay ulaşabiliriz.

3 Eylül 2008 Çarşamba

Mob-marketing Mobsphere

Kısa bir tatilden sonra gene geldik kürkçü dükkanına. Bir aylık dönemde bile mobil teknoloji ve pazarlama konusunda inanılmaz gelişmeler olmaya devam ediyor.
3G yani 3. nesil teknolojiler gümbür gümbür geliyor. Artık cep telefonundan TV seyretmek, video download edip chatleşmek gibi cebi webe yakınlaştıran hatta içiçe geçiren yeni uygulamalar altyapılar tamamlandığı ve uygun gereçler de varolduğu (ki zaten sürekli gelişiyorlar) taktirde pek engel de kalmamış oluyor.

Artık içinde bulunduğumuz atmosferi mobsfer(mobsphere) olarak adlandırabiliriz.
Son James Bond filminde mobil bir gereçle kalbe elektroşok uyguluyorlardı. Neredeyse o türlere doğru koşuyoruz.

23 Temmuz 2008 Çarşamba

Mobil Telefon ve Karşılıklı Etkileşim

Mobil telefon kişisel bir iletişim cihazıdır (http://www.infonu.com/downloads/HowToGoMobile.pdf, p.1). Aynı anda cep telefonu ya da kablosuz telefon (wireless telefon) gibi isimlerle da anılmaktadır. Mobil telefon alıcının mesajı ediniminden hemen sonra cevap vermesini sağlayan oldukça fazla etkileşimli bir medya olarak değerlendirilmektedir (Bauer et al. 2005, p. 182).

Karşılıklı etkileşim mobil kanalı diğerlerinden ayıran en önemli özelliktir.
Cep telefonu, markaların gerçek hedef kitlesine 7 gün 24 saat hizmet verebilen tek mecra olduğu vurgulanmaktadır.O zaman her an, her gelen mesaja cevap vermek ya da etkilenmek olasılığı bulunmaktadır. Mobil iletişim de bu sayede hayatın önemli bir parçası haline dönüştürülmektedir.

Gerçekten de piyasaya çıkışı ve yayılışı çok kısa bir süre olduğu halde cep telefonları insan yaşamının içinde geçmiş,yaşamın bir parçası haline dönüşmüş ve kullanıcıları neredeyse cep telefonundan bağımsız olarak yaşayamaz hale gelmiştir. Çoğu kişi tarafından cep telefonu sanki sonradan eklenen bir uzuv gibi değerlendirilmektedir. Böylelikle mobil telefon ve mobil iletişim yaşamın her noktasında yer alan temel araçlardan biri haline dönüşmüştür.

2 Temmuz 2008 Çarşamba

Hayırrr, bu daha başlangıç, Mobil Reklam

Herkese merhabalar.

Yaklaşık bir haftalık süre içersinde pek fazla bir şey yazmadım. Çünkü yoğunluk bu alanla ilgili düşünmemi biraz engelledi diye bir savunmayla işe başlayayım.

İnsanlar genellikle çevresindeki reklam bombardımanlarına fazla bakmaz oldu. Bu da media fragmentation (Medya Parçalanması) kavramını getirdi (http://www.adkritik.com/category/reklam-terimleri/). Yani büyük kitlelere yönelik reklamlardan daha küçük kitlelere, nişlere, hatta bireylere yönelik reklamlara doğru bir yönelme var. Bunun için en iyi araçsa tabii ki mobil mecralar. Son zamanlarda giderek daha etkili hale gelmeye başlıyorlar.
Bu konudaki 29 Mayıs 2008 tarihli notlarda dağıtım kanallarını saymıştım. Bir kez daha tekrar etmek istiyorum.Hatta bir kaç tane daha eklemek de yerinde olur. Aşağıdaki yedi kanal Juniper research'ten sonrakiler benden

SMS reklamları
MMS reklamları
İçerik içinde indirilebilen (download) reklam
Portal girişindeki reklam
Mobil internet reklamları
Masaüstü/cep üstü (ekran koruyucu) tipinde reklam
Mobil TV ve video reklamları
Bluetooth reklamları
Advergame vb.

20 Haziran 2008 Cuma

Mobil Çağ ve Bilgi Toplumu

Bilgiye erişmek insanlığın gelişiminden bu yana çoğu zaman çok değerli olagelmiştir.Bilgi çağı ya da Dijital Çağ şu anki yaşamımızı ifade eden bir terim olarak değerlendirilmektedir.

Bilgi toplumu bilgiyi hızla geliştirip değiştirebilecek karmaşık yapıda bir iletişim şebekesinin geliştirildiği bir toplumdur (oregonstate.edu/instruct/anth370/gloss.html retrieved 6/20/2008).

Bilgi toplumu insanların bilgiye verdiği değerin arttığı, teknoloji ve yenilikler sayesinde meydana gelen değişimleri kabul ettiği ve bunların toplumsal bir aşama olarak değerlendirildiği bir ortamdır. Buradaki beklentilerden bazıları yaşam kalitesinin artması, zihniyetlerin bilgi yönüyle değişmesi ve yeni yaşam tarzlarının oluşmasıdır.

Bilgi çağı ise servet yaratmada bilginin öne geçtiği dönemi tanımlamak için kullanılan bir kavramdır.

Yeni çağda internet, bilgisayar gibi araçların yerini almaya aday tek araç vardır bu da mobil gereçlerdir. Mobil telefonlar eğlendirici gereçlerin ötesine geçmişler hatta eğlence kavramına yeni bakış açısı getirmişlerdir. Ayrıca PDA, mobil bilgisayar ve telefonun tek gereç haline dönüşmesi de pazarlama açısından seçenekleri arttırmaktadır. Ancak birtakım farklı yeni gereçlerin de devreye girmesi kaçınılmazdır. Bunların çoğu hayatı kolaylaştırmak amacıyla devreye gireceklerdir. İşte bu çağa mobil çağ denmektedir.

18 Haziran 2008 Çarşamba

Mobil Pazarlama

Uzaktan ve kablosuz iletişime uygun olan cep telefonları, cep bilgisayarları ve benzeri gereçler yoluyla müşterilere veya potansiyel müşterilere ulaşılarak ürün, hizmet, fikirlere ilişkin pazarlama faaliyetlerinin (örneğin SMS mesajları, bluetooth mesajları, video trailer vb. şekillerde) ortaya konulması olarak tanımlanır. Mobil pazarlama, m-pazarlama, mob-marketing, m-ticaret gibi kavramlar çoğu zaman birbiriyle içiçe geçmiş bir şekilde kullanılmaktadır.

Yüksekbilgili(2006) m-ticareti cep telefonları bazlı satışlara verilen isim olarak tanımlamakta ve mobil gereçlerin yeni bir kanal olma özelliği taşıdığını belirtmekte ve müşterilere istedikleri anda istedikleri yerden alışveriş yapabilme özgürlüğü sağladığını ifade etmektedir.(http://www.yuksekbilgili.com/makale10.htm) m-Ticaretin amacı kullanıcıların sadece bilgisayarları başından değil, cep telefonu gibi araçlar yoluyla herhangi bir yerden ürün özelliklerine erişip sipariş verebilmelerini, ödeme yapabilmelerini sağlamak, kısacası alış verişlerini gerçeklestirecekleri bir ortam sunmaktır(http://www.gns.com.tr/mobilinternet_mticaret.nsf).

Buradaki önemli özellikler;
1. Yeni bir medyanın gelişmesi
2. Doğru hedef kitleyi her yerde her zaman etkileyebilme imkanının olması
3. Birden fazla fonksiyonu aynı anda bulundurabilmesi (eğlence, iletişim, hesap makinesi vb).Bu fonksiyonlardan da yararlanabilme özelliği
4. Dünya çapında büyük bir hızla yaygınlaşması
5. Yeni kanalların doğması
6. Birebir pazarlamanın etkin hale gelmesi
7. İzinli pazarlamanın etkin hale gelmesi

Öte yandan geleneksel kitle iletişim araçlarının müşterilerle iletişimde etkisini yitirmesi gibi durumlar sebebiyle de mobil pazarlama uygulamaları artık hayatımızın bir parçası haline gelmektedir.

Mobil girişimcilik olur mu?

Girişimciliğin eski tanımlarını bir yana koyarsak, önce fizik tanımıyla girişimi ele almak ilginç bir değişime yönlendiriyor. Bu tanıma göre girişim iki veya daha çok dalga hareketinin, aynı noktaya aynı anda gelmesiyle birbirini yok edebilmesi veya kuvvetlendirebilmesi olayı olarak değerlendirilmektedir.(http://www.tdk.gov.tr/TR/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF4376734BED947CDE&Kelime=giri%c5%9fim)

İşletmecilik dilinde girişimin karşılığı teşebbüstür.Yani ekonomik alanda yeni bir ürün ya da fırsatı değerlendirerek bunu piyasa sunmak ve piyasanın bu ürünle ilgili ikna edilmesi vb.

Girişimle ilgili konularda http://www.kobifinans.com.tr/tr/bilgi_merkezi/020101/15947 detaylı görüş de elde edilebilir. Girişim yapabilmek için zaman, kararlılık, hırs ve inanç gibi faktörlere ihtiyaç vardır.

Artık günümüz işletmeciliğinde de girişim daha çok fizik tanımına yakın bir hale dönüşmektedir. Günümüzde girişimi iki veya daha fazla kişinin oluşturduğu hareketin birbirini etkilemesi, çürütmesi ya da kuvvetlendirmesi olarak nitelendirmek mümkün olabilmektedir.

Teknik donanımlar geliştikçe bu iş daha da yapılabilir hale gelmektedir.

Mobil telefonlar ve blackberry gibi diğer gereçler dünyamıza girdiğinden beri yaşanan değişimlerle birlikte mobil girişimcilik olur mu sorusunu da beraberinde getirmektedir. Zaten mobilleşme ve hareketlilik girişimciliğin tanımı içersinde yer almaktadır. Ancak burada yeni teknolojinin adaptasyonu ve kullanıcıların adaptasyonu büyük önem taşımaktadır.

Ancak mobil girişimciliğin gerçekleşebilmesi için bazı koşulların yerine gelmesi gerekmektedir.Bunların başlıcaları;

1. Her yerde her zaman kullanılabilecek mobil verilerin ve gereçlerin, güncel ve güvenilir olması
2. Mobil çalışanlarının olması
3. Güvenlik konusundaki sorunların çözülmesi
4. Bu konuda insanların iknası
5. Buna uygun yeni kültürlerin oluşması
6. Kullanıcı odaklı çözümlerle kurum hedeflerinin eşleştirilmesi

15 Haziran 2008 Pazar

Mobil Pazarlama Konusunda Türkiye Geri Sıralarda mı?

Aslında Türkiye ne elektronik pazarlama ne de mobil pazarlamada dünya sıralamasının gerisinde.

Ayrıca kampanya ve yaratıcılık açısından oldukça ileri bile sayılabilir.

2008 itibarıyle Türkiye'de üç adet servis sağlayıcı var. Bunlar;
Turkcell, Vodafone ve Avea'dır.

Yağcı'ya (2004) göre Turkcell 19 milyondan fazla abonesi ile pazarın %70'ini elinde bulunduruyor.(http://www.dmeurope.com/default.asp?ArticleID=1138) Turkcell bu anlamda hala pazarın lideri olarak değerlendiriliyor.

Türkiye'de 2008'de kayıtlı abone sayısı 65 milyona ulaşmış durumda.(http://www.turkishdailynews.com.tr/article.php?enewsid=103810)

14 Haziran 2008 Cumartesi

Mobil pazarlama ve mobil oyun

Mobil pazarlama artık yeni bir kavram olmaktan çıkarak daha etkin kullanılan bir kavrama dönüşüyor. Çünkü mobil pazarlama promosyon yapmaktan, ürünleri satmaya, müşterilerle yeni içerik paylaşmaktan, çesitli mobil hizmetler sunumuna ve eğlence dünyasından Eurovizyon'a kadar çok geniş bir alanda kullanılmaktadır. Aslında TV programlarıyla ortak harekete geçilen mobil oylama bu uygulamaların başlangıcından beri varolan uygulamalarının başında gelmektedir. Mobil oyunlarla ilgili olarak Özgür Alaz'ın blogunda ShootMeifyoucan, Pac-Manhattan, MegaPhone gibi farklı örnekler yer alıyor. (http://www.marketallica.com/?p=494 )

Aslında oyun oynamak insanın içinde var ve bu isteği artık sadece çocuk yaşta değil daha ileri yaşlara taşımak mümkün hale geliyor. Oyun oynama isteğini kışkırtıcı reklamlarla daha hızlı ortaya çıkarmak mümkün ve bu tip etkilerle mobil oyunlar giderek daha fazla yayılacak. Aslında mobil dünyada en hızla genişleyip yayılması olasılık dahilinde olan bir şey de mobil kumar, loto gibi oyunlar.

Mobil Kumar çeşitleri genelde dört ana başlıkta toplanıyor (Juniper Research, 2006).

  1. Gazino oyunları
  2. Piyangolar
  3. İddia
  4. İddia değişimleri




Mobil İçerik

Mobil iletişimde, içeriğin belirlenmesi ve kullanıcıların bu içerikleri kendilerine uygun bir araç olarak kullanmasının yanında reklam veren ya da pazarlama yapmak isteyenler açısından da önemlidir. Çünkü alıcının verilen mesajları kabul etmesi ya da etmemesi bu gereçlerin doğru ve yerinde kullanılmasına bağlıdır.

Fazlası insanları rahatsız hatta taciz eder niteliğe bürünebilir. Bu da bu mecranın önünü kapatır. Azı ise anlaşılamamak, ya da kendini doğru bir şekilde ifade edememek anlamına gelir.

Mobil içerik, mobil iletişim donanımlarında ve/veya yazılımlarında izlenmek, dinlenmek, okunmak veya kullanılmak üzere üretilen, dönüştürülen veya biçimlendirilen unsurlardır.(http://kadmon.blogspot.com/2007/02/doktora-tezim-mobil-ierik-ve-yaynclk.html) Bunlar metin, melodi, grafik, oyun ve film gibi görsel ve işitsel ögeleri barındıran araçlardır. Mobil gereçler arasında halihazırda en çok kullanılanlar, cep telefonları, avuçiçi bilgisayar ve PDA’lerdir. Bu donanımlarda kullanılan yazılımlar ise mobil iletişim ve içerik yazılımlarıdır.
Üretilen içerikler ücretli veya ücretsiz olarak değerlendirilebildiği gibi yasal kullanım yönüyle de güvenli içerik, korsan ya da kopya içerik olarak adlandırılabilirler.
Ücretli içeriklerin çoğu sponsorlarla desteklenmektedir.

Burada geçerli olan pazarlama uygulaması ise izinli pazarlamadır.

13 Haziran 2008 Cuma

Internette Reklam verenler çoğalıyor


ABD'de 2008 yılının ilk çeyreğinde reklam harcamalarının 2007'nin aynı dönemine oranla yalnızca %0.6 arttığı belirtilmektedir. TNS Media Intelligence'in açıklamasına göre Network TV ise geçen iki yılın en yüksek oranını elde etmiştir. Belirtilen periyodda en büyük reklam veren Procter and Gamble (http://www.pg.com/en_US/index.jhtml) olmuştur. http://www.marketingcharts.com/television/us-advertising-expenditures-increase-06-in-q1-4915/tns-measured-ad-spend-growth-by-medium-1q08jpg/
Internetten reklam harcamaları ise %8,5 artmıştır. Bu gelecekte internet ve mobil medya potansiyelinin ne kadar genişleyebileceğinin habercisidir.

10 Haziran 2008 Salı

E-kitaptan sonra Mobil Kitap


Marketingpost http://map.blogsome.com/ sitesinde çok enteresan bir reklama rastladım. Dijital ortamda kitapçı olan http://ebooks.com/ bir reklamı.

Bu reklamda artık raflarda kitap yerine bir küçük bir flash bellek ya da evrensel seri yolu (usb) http://www.pcakademi.com/2007/05/09/usb-nedir.html yeterli.

Yüzlerce kitap yerine bir adres. Bunun giderek gelişen aşaması ise mobil telefona kitap indirme, bu sayfa olarak yazılı da olabilir ancak ekranların küçüklüğünden dolayı tercih edilen bir yol olmaz. Sesli de olabilir. Kitap endüstrisi yeni bir açılıma böylelikle kavuşmuş olacak sesli kitaplar, sinema zaten seçeneklerin içinde.

Mobil telefon üstelik herkesin elinde kitap okuma ve dinleme yüzdeleri de böylelikle artabilir.

9 Haziran 2008 Pazartesi

Gençler ve Çocuklar Büyüklere Göre Daha Fazla Online Video İzliyor

Nielsen online tarafından 9 Haziran 2008'de yayınlanan bir açıklamaya göre 12-17 yaş arasında evde kişi başına düşen online video izleme süresi 132 dakika olarak belirleniyor. http://www.nielsen-netratings.com/pr/pr_080609.pdf

ABD'de Evde Çocuk genç ve büyükler tarafından Tüketilen Aylık Online Video Tüketimi

(Nisan 2008)

Yaş

İzleyici sayısı (000)

İzleyici kompozisyonu %

Kişi başına akış

Kişi başına düşen süre

2-11

7,966

8.4

51.0

117.9

12-17

11,632

12.3

74.2

132.4

18+

75,122

79.3

44.3

99.4

Kaynak : Nielsen Online, VideoCensus

Ben de evde online video izleme açısından kendi kızıma göre ( ki onun da yaşı 12-17 grubuna giriyor) çok düşük oranda bir izleyiciyim evet sörf yapıyorum ama kızım kadar yoğun şekilde izlemiyorum. Ben hala büyük ekran TV'den ya da sinemadan gelen örnekleri daha fazla seviyorum. Zaten izlediklerinin çoğu müzik videoları ya da video örnekleri ya da video fragmanları ya da video oyunları ben bir tane video oyunu oynamıyorum ama genç nüfus buna çok ilgi duyuyor.

Yine yukarıdaki araştırmaya göre çocukların çoğu Disney kanallarına yöneliyor gençler ise bizde de yoğun izlenen youtube'ın benzeri videoların izlenebildiği http://www.stickam.com/'u izliyor bunu http://www.buzznet.com/ izliyor.http://www.nabbr.com/ gibi müzik ve sosyal iletişim siteleri de yine gözde siteler arasında.

Gerçekten de en popüler video gösterim sitesi youtube özellikle 2-17 yaş grubu için bu site ilk gruba giriyor. Yine Disney Channel ve Google video da aynı listede yer alıyor.

Eve dönüş

Tarım Toplumundan sanayi toplumuna geçiş iş ve evi birbirinden ziyadesiyle ayırmıştır. Çünkü tarım ekonomisinde yapılan işler evin çevresindeki topraklarda ve bir çok aile bireyinin katılımıyla geniş nüfusun birlikte çalıştığı bir ortamdan evin dışına fabrika sahalarına doğru yönleniyordu. Hatta insanlar sanayi ekonomisinin kurallarının tam olarak koyulmadığı ilk dönemlerde kadın erkek çocuk farkı aranmaksızın işlerin yürümesi ve verimlilik gibi etkenler uğruna son derece zor şartlarda dahi çalıştırılıyorlardı. Hatta insanların doğal öğünleri sanayi toplumunun verimlilik ilkesine destek vermek üzere dört öğünden üçe düşürülüyor.

Şimdi yine eve dönüş var, çünkü bilgi ekonomisi ve bilgi toplumu insanları illaki bir fabrikaya ya da büro ya da kütüphaneye bağlamıyor. Birey nerede olursa o da orada doğabiliyor tabii bir takım teknolojik gereçlerin yardımıyla. O anlamda eve dönüş olduğunu söylemek mümkün insanlar her şekilde mobil olmuş durumda hatta bu mobilleşme örneğin Avrupa Birliğine katılan Romanya ve Bulgaristan'da ciddi olarak yaşanıyor. Nüfusun bir kısmı daha uygun koşulları olan AB ülkelerine göç ediyor.

Demografik olarak bilgi toplumuna yönelen ülkelerin çoğunda nüfusun yaşlanması söz konusu. Hatta bu yüzden yaşlanmayan ya da eskimeyen pazarlama anlamındaki ageless marketing terimini kullanarak bu yeni kitleye yönelen yeni pazarlama uygulamaları yapılmaya başlandı.
Sanırım 10 yıl sonrasında da Türkiye'de de benzer durumlar yaşanacak çünkü genç nüfus bir süre sonra orta yaşlı daha sonra da yaşlı gruba girecek. Bu da farklı taleplere farklı uygulamalar demek.

Yeni teknolojiler ve değişim üzerine

Bir çok yeni teknoloji iş hayatında oldukça radikal değişimlerin olmasına sebep olmaktadır. Örneğin part time veya evden iş 20 yıl önce hikaye gibi gelirken artık insanlar bu tip işlerde çalışmaya başlıyorlar. İnternette editörlük ya da blogda yazarlık gibi işlerin yanında internet üzerinden projeciler için oluşturulan proje gruplarıyla bir projelik işler yapılır hale geldi. Hem de kısa ve net şekilde sonuca götürebilecek şekilde. 10 yıllık süreçte üstelik bu işler belli organizasyonel yapılara da büründü.

Böylece teknolojik değişimler işlerin doğasını ürünlerin doğasını ve ürünlerin neden alındığıyla ilgili sebepleri de değiştiriyor. Kısacası rekabet kuralları ve yapıları da değişiyor.

Örneğin filmler. Geçen gün Elvis Presley'in eski bir filmini izledim. Film 1960'lı yılların Amerika'sından bir örnekti ve o dönemde çok önemli olan üretim hattı Elvis'in şarkılarında söz olarak geçiyordu. Bu bağlamda Gutenberg'in ilk üretim hattını kitap basımında gerçekleştirildiği iddia ediliyor (Mc Guire, 2007, s.5). Oysaki üretim hattı konseptine matbaanın icadından yaklaşık 300 sene sonra geçildi (Ong, 1982).

Şimdilerde ise filmlerdeki en etkili ögelerin başında bilgisayar ve cep telefonlarıyla yapılan uygulamalar geliyor.

Hatta şakalar bile değişti. İnsan Kaynakları sizi kontrol ediyor, gözüm üstünüzde diye mesajlar gelir oldu. Zaten pata küte hergün dünya kadar junk mail silmek gerekiyor. Bunu özel bir işi olanlardan tutn bilgisayarı olan her alelade insan yapıyor.

Bir gezi yapacaksınız. Adresi Google Earth'den buluyorsunuz. Haritaya neredeyse pusulaya bile ihtiyaç kalmadı. Hepsi bir tuşun ardında gizleniyor. Hem de sadece bilgisayar tuşu değil aynı zamanda cep telefonu tuşu altında.

İnsanlar telefonu konuşmak, haberleşmek için, fotoğraf makinasını resim çekmek için bilgisayarı da evrak ve kağıt yükünü hafifletmek için alırlardı, şimdi hepsi aynı cihazda. Üstelik sadece fonksiyon değil bilgileri aktarmak fotoğraflarını göstermek, hatta müzik albümü yapmak bile olası.

Giyilebilir cep telefonu

Durun bakalım öyle şapka ya da bluz gibi değil. İnternette başka bir konu hakkında sörf yaparken rastladım.
Bu telefon bileğe takılan bir mekanizmayla işliyor ve avuç içini (parmakları) bir sanal klavye haline getiriyor.

3.5G veya 4G iletişim standartlarında kullanılabilecek yeni bir tasarım. Baş parmak dahil 3x4 telefon tuş takımını sanal olarak kullanmayı sağlıyor.http://www.slashphone.com/111/6290.html

Bakalım daha ne yenilikler geliyor.

Kullan At Cep Telefonları II

Bir önceki yazımızda geridönüşüm ile ilgili kaygılarımızı dile getirmiştik. Buna ilişkin olarak bir öğrencimden gelen destek bazı bilgileri sizlere paylaşmak istiyorum.

Bu genel anlamda Türkiye'de ortaya çıkan elektronik katı atıklarla ilgili gelen bilgidir.

"Türkiye'de ortaya çıkan Atık Elektrik ve Elektronik Eşyaların (AEEE) miktarı gün geçtikçe artmaktadır. Bunların geri dönüşümü yeterli bir kapsamda ele alınamamakta ve içerdikleri tehlikeli maddeler dolayısıyla, çevreye bırakıldıklarında tehlikeli boyutta çevre kirliliğine sebep olmakta dolayısıyla insan sağlığı için riskler oluşturmaktadır.
Bu tür olumsuzlukları n önüne geçilebilmesi için yapılması gereken çalışmalara öncülük etmesi adına; İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından; bilgisayar atıklarının toplanarak çevreye verilen zararın minimize edilmesini öngören ‘İstanbul Yerel Elektronik Atıkların Sürdürülebilir Yönetimi Projesi’ (SMILE) uygulamaya geçirildi. Söz konusu proje ile İstanbul’da, Entegre bir Elektrik ve Elektronik Atıklarının yönetimi için; çalışmalar yapılıyor.Söz konusu proje Türkiye'de bir ilk olup, bu proje kapsamında; yeniden kullanımı ve geri kazanımı mümkün olabilecek bilgisayar atıkları, İBB tarafından toplanarak kayıt altına alınacak. Bu atıkların verileri tamamen silindikten sonra yeniden kullanımı mümkün olanlar değerlendirilecek, yeniden kullanımı mümkün olmayanlar ise kullanılabilir parçaları yeniden kullanılmak üzere stoklanacak, kullanılmayan parçalarda alüminyum, bakır, plastik, demir, kablo ve tehlikeli atık olmak üzere ayrı konteynırlarda toplanarak geri dönüşüm yapılacak. Tehlikeli atık kısmı, tehlikeli atık bertaraf tesislerinde ( Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’ne uygun olarak) bertaraf edilecek. Böylece hem çevre korunacak hem de atıkların yeniden kullanımı ile çevrenin sürdürülebilirliğ i ve ekonomik fayda sağlanacak. Projenin web sayfası: www.ibb.gov.tr/sites/lifesmile/
Dünya’da ve Türkiye’de e-atıklar konusunda hazırlanmış dosya: http://www.nationalgeographic.com.tr/ngm/0801/konu.aspx?Konu= 3"

Bu konuda yaklaşık iki yıl kadar önce bizim de girişimlerimiz olmuştu. Umarım ki kullan at cep telefonları nasıl geridönüşürün çözümünü bulmadan piyasaya çıkmaz

Şirketlerin mutluluk çubuğu

Şirketlerin mutlu olabilmesi için elemanlarının iyi çalışması ve takibi son derece önemli. Eğer şirket için mutluluk karın artması işin sürdürülmesi demekse bunu elemanlarını gözeterek gerçekleştirmesi mümkün.

Eleman takibini mümkün kılan bir gereç de izleme çubuğu olarak Türkçeye çevrilebilen trekstikler (Trackstick) Bunlar ufacık belli zaman süreci içinde önceden belirlenen aralıklarda kendi yerlerini kaydeden, mevki belirleyen GPS lokasyon kayıt cihazları . Bunlar kendi yer, zaman, gün, hız, pozisyon ve irtifalarını kaydediyorlar. Seyahat rotaları da doğrudan Google Earth TM den görülebiliyor.http://www.earthgadgets.com/categories/gpstracking.html Özellikle pazarlama elemanları nerede, ne yapmış, ne kadar kalmış, rota verilen bir eleman rotaya uymuş mu gibi soruların yanıtlarını kayda alıyor.

Ama aynı zamanda şirketlerin elemanlarına baskı yaratmalarına da yol açabilecek bir yeni gereç olarak de değerlendirilebilir. Yani işin ikinci yüzü bu.

7 Haziran 2008 Cumartesi

Mobil Kullanıcılar

Amerika'da beş yaşın üzerindeki kişilerin yaklaşık %80'inin bir cep telefonu sahibi olduğu belirtiliyor (Mc Guire, 2007). Dünya nüfusunun 6 milyar 634 milyon olduğu ve bu yılın Kasım ayı sonu itibariyle dünyadaki cep telefonu abone sayısının da 3,3 milyar ile dünya nüfusunun yarısına ulaştığı belirtiliyorhttp://www.ntvmsnbc.com/news/433225.asp.

Ama bu dünya nüfusunun neredeyse yarısının cep telefonu sahibi olması anlamına gelmiyor. Burada birden fazla cep telefonu veya telefon hattı sahibi olan kullanıcılar sözkonusu. Türkiye'de de nüfus 70 milyon iken 60 milyon kişi cep telefonu sahibi. Asıl rakamın 15 milyon civarında olduğu bunda çoğu kişinin 3 ya da 4 hat sahibi olmasının etkilediği belirtiliyor.

Piyasanın 2010 yılında doyacağı öngörülüyor.

Türkiye'de cep telefonu kullanıcıları ile ilgili yapılan araştırmada cep telefonu kullanıcılarının yaklaşık %20 si 6 ayda en geç bir yılda cep telefonu değiştiriyor http://www.bilisimpusulasi.info/haber_oku.asp?haber=214.

Gerçekten de cep telefonu sektörü giderek büyüyor. http://www.ntvmsnbc.com/news/408304.asp#storyContinues. Bunda sanırım genç nüfus olmamızın bir katkısı var. Yeni teknolojiyi edinme isteği gençlerde daha fazla. Zaten yapılan araştırmada yaş ilerledikçe cep telefonu değiştirme eğilimi daha fazla çıkıyor.

Erkekler kadınlara göre daha fazla cep telefonu değiştiriyorlar. eğitim durumu ve sosyo ekonomik durum da bu değişimde etkili oluyor. Değiştirmenin temel sebebi ise cep telefonlarının bozulması.

Konuşma süreleri uzun tutulmuyor gençler ağırlıklı olarak SMS mesajlarını tercih ediyorlar.

Mobilleşme için

Mc Guire The Power of Mobility (Mobilitenin Gücü) isimli kitabında gelecekteki teknoloji devriminde firmaların nasıl rekabet edecekleri ve kazanacakları konusu üzerinde duruyor(2007).

Yazara göre ürünler mobil olabilir. Örneğin teyp cihazlarının walkmanlara dönüşmesi onların da dijitalleşerek mp3'lere ve ipod gibi cihazlara dönüşmesi ya da bilgisayar oyunlarının play stationlara dönüşmesi gibi.

Ya da hizmetler mobil hale dönüşebilir. Özellikle pizza firmaları bunlara örnek gösterilmektedir.

Son olarak da iş süreçleri mobil hale dönüştürülebiliyor. Bunlardan en az birinin dönüşümünü sağlamak ise yöneticilerin seçimine kalıyor.

5 Haziran 2008 Perşembe

40 Yaşın Üstündekiler Daha Geleneksel İletişim Yollarını Kullanıyor

Marketing Charts'da bugün yayınlanan bir makalede ThirdAge/JWT Boom'un araştırmasının sonuçları yer alıyordu. http://www.marketingcharts.com/interactive/boomers-more-traditional-online-not-into-blogs-social-networking-4833/?camp=newsletter&src=mc&type=textlink

Bu makaleye göre 40 yaşın üzerindeki 1800 kişiyle yapılan araştırmaya göre;
40 yaşın üzerindekiler genelde ağızdan ağıza iletişim (kulaktan kulağa iletişim) ve bireysel veya uzmanların tavsiyesine uyuyor. Ancak blog ya da diğer sosyal şebeke (social networking) sistemleri konusuna fazla sıcak bakmıyor.

Buna göre
% 96'sı e-posta kullanıyor
% 92'si aile ve arkadaşlarıyla görüşmeyi sürdüyor
% 84'ü aile ve arkadaşlarından fotoğraf alıyor

Bu kişilere MySpace, Facebook gibi herhangi bir sosyal şebeke sitesiyle bağlantısı olup olmadığı ve gelecekte böyle bir bağlantıyı düşünüp düşünmedikleri sorulduğunda
% 53'ü Hayır
% 22'si evet
% 26'sı henüz değil ama belki cevabını vermişlerdir.

Hayır diyen %53'ün
% 47si durumu kişisel gizlilik ve bilgilerin internette yayınlanması konusunda kaygıları olduğunu
% 39'u çok yoğun olduğunu
% 32'si böyle bir sosyal şebekede zaman harcamanın bir faydasını görmeyeceklerini belirtmişlerdir.
Ayrıca 40 yaşın üzerindekiler aşağıdaki konulara az ya da hiç ilgi duymadıklarını ifade etmişlerdir;

% 67 Blog yazma
% 63 Sosyal şebekeye katılma
% 62 diğer kişlerle oyun oynama
% 55 podcast ya da önceden kaydedilmiş ses içeriğini dinleme
% 44 Müzik indirme

Virütik ya da dedikodu pazarlamaya daha fazla önem veren 40 yaş üzerindekilerin %93'ü arkadaşlarıyla bir haber ya da ürün bilgisi paylaşma konusuna oldukça sıcak bakmaktadır.

%80'i geniş banttan ve evden internete bağlanmaktadır. Bu grup online alışveriş yapmaktadır.%93'ü web sitelerindeki makale ve yazıları okumaktadır.

Bugün bu grup ABD nüfusunun 78 milyonunu oluşturan ve tüketici harcamalarının %83'ünü gerçekleştiren bir gruptur.Gelecek 15 yıl içinde 45 yaş üstü ABD nüfusunun pazarın % 50 büyümesini sağlayacağı beklenmektedir. 2015'de bu grubun harcamalarının 4.6 trilyon doları geçeceği beklenmektedir.

Bu tür verilere göre mobil pazarlama araçları konusunda da 40 yaş ve üzerindekilerin daha muhafazakar davranabileceği düşüncesi beliriyor. Türkiye'de tabii ki internetten alışveriş de yeni ama mobil dünyada olduğu gibi daha yaygın. Bunu düşünerek hareket etmek doğru olur kanaatindeyim.

Kullan at cep telefonları çıkarsa

"Kullan at" mantığıyla ortaya çıkan cep telefonları, Herşeyin değersizleşmesi mi? Bu tür gereçlerin ana fonksiyonlarına dönüş mü? Acil ihtiyaç karşılama ya da ucuzluk yaratmak mı? gibi soruları da beraberinde getiriyor.

Günümüz teknolojisine ayak uydurmak gerçekten zorlaşmaya başladı. Toplumun ve bireylerin hızlı yaşaması ve çabuk sıkılması gibi etkenler mütemadiyen cep telefonunun yeni modelleri ve bu modellerin üst modellerinin çıkması eldeki bir cep telefonunun en geç 6 aylık bir sürede özelliklerinin yetersiz kalmasına yol açıyor.



Bir başka deyişle insanların aldığı yeni cep telefonları yeni çıkanlardan bir adım geride kalıyor.


Aslında insanlar iyisini hep daha iyisini isterler. O yüzden ellerindekini atıp yenisine ihtiyaç duyarlar. Gerçekten de günümüzde tüketiciler çeşitlilikten yanadır. Bu da atılabilir cep telefonu ihtiyacını tetiklemektedir. Kullan at ürünler genelde diğer ürünlere kıyasla daha düşük maliyetli ve kullanım sonrasında muhafazaya gerek duyulmayan ürünlerdir.

Aslında bu tür bir ürün kısa süreli iletişim ihtiyaçlarının giderilmesi için biçilmiş kaftandır. Özellikle geçici süre ve acil ihtiyaç karşılamak için kullanılabilir. Örneğin halihazırdaki cep telefonlarında şarj meselesi zaman zaman iletişimi engellemektedir. Şarj yüzünden konuşmalar yarım kalabilmektedir.


Öte yandan tüketiciler kısa zaman içinde çok sık cep telefonu ve telefon hattı değiştirir hale gelmişlerdir.


Bir başka gerekçe aslında cep telefonunu kullanmak istemeyen tüketicilerin de devreye alınmasıdır. Çünkü bu tüketiciler ancak bir telefon görüşmesi için gereksinim duyduklarında bu tip gereçle o anlık gereksinimleri karşılayabileceklerdir. Böylelikle daha geniş bir tüketici kitlesine hizmet götürülebilecek ve daha fazla satış gerçekleşebilecektir.

Ayrıca cep telefonunu sadece konuşmak için kullananlara yarayan bir uygulama olarak da düşünülebilir. Fonksiyonları artan telefonlar sürekli ihtiyaçmış gibi ortaya konmaktadır. Kullan at cep telefonları bir de prosedürlerden uzak tutarak pazarı genişletmeye de yarayabilecektir.


Üstelik bu tip ürünlerin bozulması, çalınması gibi sorunlar da ortadan kalkmaktadır. Bu sayede kullanım esnekliği yaratılmış olur.


Öte yandan kullan at mantığı tüketimi arttıran bir mantıktır. Şarj etme fatura ödeme gibi işlemleri ortadan kaldırmak ve bireylerin sadece kendileri tercih ettiği zamanda konuşabilmesini sağlamak kullanıcıya büyük bir özgürlük ve rahatlık getirmektedir. Ayrıca insanların uyuşuk ve üşengen hale gelmesi de herşeyi hazır elde etme isteğini pekiştirmektedir.

Bu tür gereçler eğer çevre ve geri dönüşüme uygun geliştirilirse çevre korunması ve sağlık açısından olumlu olabileceği gibi insanların bu tür gereçleri sürekli olarak üzerinde taşımaya ihtiyacı da kalmayabilir.

4 Haziran 2008 Çarşamba

Cep Telefonu ve Devletin Gündemi

Bugün Bekir Coşkun'un köşesinde gene trajikomik bir durum ortaya konuyordu. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/9091979.asp?yazarid=2 Buradaki başroldeki unsurun cep telefonu olduğunu düşünüyorum.
Çünkü bir tuşa basma veya basmama (Shakespeare'den alıntıyla "olmak ya da olmamak") koca memleketimizin gündemini ciddi bir şekilde değiştiriyor.
Çünkü hatlı telefon olsa bu tip bir kaza büyük bir olasılıkla meydana gelmezdi.
Çünkü hatlı telefonlar yıllardır kullanılıyor ve insanların mobil telefon kullanma alışkanlıkları henüz tam olarak yerleşmedi, üstelik hergün yeni fonksiyonlar ekleniyor insan nasıl şaşırmasın?

Kullanıcılar aslında ne kadar çok şeyden sorumlu benzer konu bir kişinin sevgilisiyle konuşmasının eşi tarafından dinlemesi gibi bir şey (Ama yanlış tuşa basıldığında). Aile faciası bile olabilir maazallah.

Gördüğümüz basit şeylerin aslında hayatımızda öneminin ne kadar büyük olduğunun da göstergesi aslında bu.

Onun için pek çok detaya dikkat etmemiz gerek. Yönetici isek bu aynı zamanda katlanarak büyüyor, hatta tüm ülkeye dahi yansıyabiliyor.

Sınav ve Eğlence

Bu hafta üniversitede öğrencilerin final haftası başladı, öte yandan üniversiteye ve Anadolu Liseleri ve Meslek Liselerine giriş sınavları da yaklaştı. Aslında bunların hepsi artık dönemin sonuna geldiğimizin bir göstergesi.

Mobilleşen dünyada düşündüm de sınavlar cep telefonundan yapılsaydı??? Şu anda mantıksız gelebilir ama gelecekte belki de neden olmasın? Bunda göstereceğim kanıt e-öğrenme (e-learning) dir. E-öğrenme çıktığında aslında mevcut örgün eğitime destek olarak görülmekteydi. Ama bugün ABD, Avustralya, İngiltere gibi pek çok ülkede artık neredeyse tamamen bir endüstri. Ama mobil soru?

Üniversite seçme sınavı gibi kritik bir konuda olmasa da işletmeler personel alımlarında bazı mobil sorularla karşılarındaki insanların yaklaşımlarını ölçebilirler. Zaten mevcut sistemde bile bir tür mobilizasyon var. Çünkü öğrenciler kendi kurumlarında değil farklı okullara giderek sınav oluyorlar. Aslında araştırma firmaları açısından yeni bir mecra diye de düşünülebilir.


Öte yandan mobil hayatımızda bize henüz sınav soruları gelmiyor ve Vodafone'un geyik muhabbetini geliştirmesine yönelik reklam ve uygulamalarında olduğu gibi belli bir süre içinde aynı servis sağlayıcısından hizmet alan diğer mobil telefonlarla belli saat için görüş de demiyor. Aslında bir yandan konuşturup bir yandan da eğlendiriyor. Sorular seçme sınavı gibi yaşamsal sınavlarda olmasa da, mobilleşen dünyada, bireylere, anket soruları ya da araştırmalar şeklinde gelebiliyor.

Neyse daha çok mobille neler geliyor?

Öncelikle çağrı! Bu doğal çünkü zaten cep telefonunun çıkış noktası çağrıları istediğiniz an ve yerde alabilmek. Sonra sırasıyla SMS, eğer telefonumuz veya gerecimiz yeterliyse MMS, bluetooth varsa bluetooth mesajları, arkadaşlarımız ya da yakın çevremizden fotoğraflar.

SMS neredeyse 2000 yılından bu yana yoğun olarak kullanılan en oturmuş mobil pazarlama gereci olarak görülüyor.

Duvar kağıdı, jingle gibi görüntü ve sesle bağlantılı cep telefonunun marifetlerini ortaya koyabilen unsurlar ve daha neler neler...

Bunlar da aynı zamanda yeni eğlence araçlarının bir parçası. Mobil çekilişler, oyunlar, müzik parçalarının cep telefonuna indirilmesi gibi bir çok yeniliği de içinde barındırıyor.

Bir küçücük cep telefonu gerçekten de bir çok şeyi içinde barındırıyor. Ayrıca mobil cihazlar söylenti pazarlamasının da çok önemli bir aracı haline geldi. Özelikle müzik konusunda çok ciddi çalışmalar var.

Bir de bu vesileyle herkese sınavlarında başarılar diliyorum :)

2 Haziran 2008 Pazartesi

Hazır Mesaj Hazır Masaj

Sanırım MSN'de gördüm ya da surf yaparken. Bir haber çok etkileyiciydi cep telefonu artık masaj da yapıyor. Titreşimlerinden yararlanılarak böyle bir sistem geliştirilmiş http://www.mobiledia.com/news/46147.html
http://gizmodo.com/gadgets/cellphones/motorola-patents-electric-massage-cellphones-168714.php
Aman bunu telefonla masajla karıştırmayalım!!!

Mobil telefon, hız, yaşam, ölüm

Bugün 1 Haziran 2008, güneşli ve çok sıkıcı olmayan bir gün gibi bir başlangıç yapıyor sonra iş yerine geliyorsunuz. İş yerinizde çok yakın bir arkadaşınızın ağabeyinin vefat ettiğini öğreniyorsunuz. Şimdi ne yaparsınız?

Tabii ki hemen cep telefonunuza sarılır arkadaşınızı durum teyidi için ararsınız. Çünkü İstanbul gibi bir kentte genelde mekanlar birbirinden uzak. Eskiden bu uzak mekanlardan haber almak ancak telefonla ya da diğer kişiler vasıtasıyla oluyordu. Ama artık hiçbir aracıya gereksinim duyulmaksızın doğrudan aranılan kişiye ulaşmak mümkün hale geldi.

İşte cep telefonunun sosyalleşmedeki faydalarından biri. Direkt ötekine ulaşmak, hatta statü, sınır, yer gibi unsurları da ortadan kaldırıyor. Eğer numarayı biliyorsan çevirip karşındakine ulaşabiliyorsun. Bu kimi zaman bir şampiyonluk ya da ders geçmenin haberi gibi sevinç kimi zaman da yukarıdaki gibi üzüntülü konuları ulaştırıyor. Ama bütün araçlardan daha hızlı, hatta internetten bile çünkü onu açmak ve mesajları gönderip almak için süre harcanırken burada bir numara hatta kayıtlı ise tek tuşa basarak bile gerçekleşiveriyor.

31 Mayıs 2008 Cumartesi

Sürüş Anında Cepten Konuşma veya SMS

Karasu Hürriyette bugün yayınladığı haberinde sürüş anında cep telefonu kullananlara müeyyidelerin uygulanmasına dair bir görüş sunuyor. Öte yandan yazara göre ABD ve İngiltere’de sürüş anında SMS’leşme ciddi bir sorun. Geçen yıl İngiltere’de Rachel Begg adlı 19 yaşındaki kız 120 km hızda mesaj yazarken, 64 yaşındaki bir kadının arabasına çarpıp ölümüne yol açtığı için 4 yıl hapis cezası yedi. Amerika’da da halkın üçte ikisi direksiyon başında mesajlaştığını itiraf ediyor. En fazla mesaj alışverişi de 18-24 yaş grubundakilerde oluyor. Hem okuyor, hem yazıyorlar. İşte bu nedenle Washington’da, araç sürerken mesajlaşma yasaklandı. New York eyaleti de, sürüş anında her türlü mesaj alışverişini yasakladı. Yasa tasarısı, geçen yıl beş gencin ölümüyle sonuçlanan kazadan sonra hazırlanmıştı. Çünkü o feci kaza, 17 yaşındaki sürücü cep mesajı yazarken kafa kafaya çarpışma sonucu meydana gelmişti. Dünyada Türkiye dahil 50’yi aşkın ülke trafikte cep telefonunda konuşmayı yasaklamış durumda. ABD de bu ülkelerden biri, ancak gayet zayıf derecede. Sadece altı eyalette yasak söz konusu. Oysa istatistikler vahim. ABD’de her yıl 42 bin kişi trafik kazalarında ölüyor. Geçen yıl cep telefonundan kaynaklanan kazalarda ölenlerin sayısı 2 bin 600. Yaralı sayısı ise 33 bin. Bunlar sadece tespit edilebilenler. Gerçek rakamın çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor."http://www.hurriyet.com.tr/index/ayşe_özek_karasu "

Yazıda yapılan araştırmalarda araba kullanırken cep telefonu kullanmamanın kaza riskini çok yüksek oranda azaltacağını ifade ediyor.

Bizler de bilinçli tüketiciler olarak sağlığımız ve can güvenliğimiz açısından tedbiri elden bırakmayalım.

Turkcell ve Gloria Jeans Coffees İşbirliği

Yaklaşık 1-1,5 aylık bir dönem içinde Gloria Jeans Kafelerin(http://www.gloriajeanscoffees.com.tr ) duvarlarında şimdiye kadar hayatımızda bu şekilde var olmayan bir gerecin devreye girdiğini görüyoruz. Bunu Turkcell'le(http://www.turkcell.com.tr/) paralel olarak geliştirilen bir reklam kampanyası olarak değerlendirmek mümkün. Bu aslında bir şarj ünitesi ama sanki kasa gibi. Aslında sanırım otellerdeki kasa sisteminin biraz değiştirilerek sunulması. Böylelikle iki firma da ciddi hizmet farklılığı yaratmış oluyor.

Normalde artık bütün alışveriş merkezlerinde, süpermarketlerde ekranlarla kuşatıldığımızın hepimiz farkındayız. Çok çeşitli firmaların reklamlarını orada olup da görmemeye imkan yok. Çünkü bir ekranı atlasanız dahi neredeyse birkaç adım içersinde bir diğeriyle karşılaşabiliyorsunuz. Üstelik artık insanlar bu ekranlara alışık hatta neredeyse düşkün. İllaki takılıyorsunuz.

Ama Gloria Jeans Kafelerde olan başka bir şey, müşteriye bir tür ekstra hizmet. Müşteri bir yandan kahvesini yudumlarken bir yandan şarjı biten cep telefonunun kafedeki ünitede emniyetli bir şekilde şarj edebiliyor.

O zaman kafe de hizmeti de bir ölçü de müşteri gözünde üstünlük yaratmış oluyor. Bu arada Turkcell orada sürekli olarak varlığını kanıtlamış oluyor ve başka herhangi bir reklam olmaksızın varlığını orada öylelikle gösterebiliyor.

30 Mayıs 2008 Cuma

Mobil Araştırma

İnsanları mobil konulara veya mobil araştırmaya yönlendirmek için zihinlerinde konuyla ilgili olan ya da henüz varolmayan konularda ikna etmek gerekir.


Zihinleri değiştirmek için yedi önemli çabaya ihtiyaç bulunmaktadır:


Howard Gardner'ın 2004 yılıda Harvard Business School tarafında basılan Changing Minds: The Art and Science of Changing Our Own and Other People’s Minds
http://discussionleader.hbsp.com/hmu/2008/02/tactics_for_changing_minds_1.php
adlı eserinde yeni bir fikri diğerlerine kabul ettirme konusunda yedi konu üzerinde durmaktadır.
Sebep: Fikrin konuyla ilgili lehte veya aleyhinde olan bütün dikkat edilecek konuları ortaya koymak.
"Neden bu fikri ortaya koyuyoruz?'un cevabı"
Araştırma: Fikirle ilgili detayları ya da dallanmaları ele alan veya fikri açıklayan bütün bilgiler ve sayısal veriler .
"Fikri destekleyen her türlü verinin bulunması "
Yansıma: Etkin bir sunum, karşıdaki kişinin algısı ve izlenme açısından sizin veya fikrinizin dinleyici tarafından inandırıcı olması
"Karşı tarafı etkileme yöntemi"
Anlatımsal Yeniden Tariflemeler: Mesajın farklı format, istatistik veya grafik formlar ya da hikayelerle güçlendirilmesi
"Karşı tarafın anlayacağı görsel, işitsel ögelerin devreye sokulması"
Kaynaklar ve Ödüller: Fikrin gerçekleşmesi halinde oluşturacağı değer ve bu fikri benimsetmek için gereken teşviklerin yapılması
"Konunun savunulması ve iknaya teşvik"
Gerçek Dünyadan örneklemeler: Fikrinizi destekleyen herhangi bir olay durum ya ad konuyu ortama yansıtma
"İkna için örneklemeler yapma"
Dirençlerin üstesinden gelme: Kendini fikrin etkisiz hale getirilmesine sebep olan bilinçli ya da bilinçsiz dirençlerden doğrudan veya dolaylı olarak koruma .


Aslında Howard Gardner'in yazdığı konular iknanın nasıl olacağına dair. O zaman mobil araştırma konusunda karşı taraftan gerçekten doğru bilgi alabilmek için bu sıralamaya dikkat etmekte fayda var.

Mobil Mekanizmalar

Mobil iletişimde zengin ve karşılıklı etkileşimli içerik oluşturmak ve sunmak için genelde üç türlü mekanizmadan faydalanılabilir. Bunlar tarayıcı-metin sunucu http://www.bilisimterimleri.com/?arananterim=browser&dil=eng(browser), oynatıcı (player) portali (girişi) ve cihaz üzerinde portaller (girişler) dir. http://www.mobilemarketer.com/cms/opinion/columns/1076.html.

Mobil internet tarayıcıları ya da WAP tarayıcıları ulaşılabilir bir iletişim şebekesindeki belli bir içeriği yönlendirmek ve göstermek amacıyla kullanılırlar.

Internet explorer yoluyla erişilebilecek Internet servisleri şunlar olabilir
<http://www.erenet.net/modules.php?file=viewtopic&name=Forums&t=1942> ;

- WWW
- TELNET
- GOPHER
- WAIS
- FTP dir.

Yine aynı kaynağa göre http://www.erenet.net/modules.php?file=viewtopic&name=Forums&t=1942> hiper ortam, bir dokümandan başka bir dokümanın çağırılmasına (navigate) olanak sağlar (iç içe dökümanlar). Bu ortamdaki her veri (object), başka bir veriyi çağırabilir (link). Link, aynı döküman içinde başka bir yere olabildiği gibi, fiziksel olarak başka bir yerde (mobil internet üzerindeki herhangi bir makinada) de olabilir. Mobil yapıda ise genelde iki tip oynatıcı yer almaktadır. Bunlar media player ve internet aplikasyon player (adobe flash gibi)'lardır.

Cihaz üzerinde portaller (on-device portal) ise WAP ya da HTML gibi
Dokümanın formatlamasını tarif eden bir dil <http://en.wikipedia.org/wiki/Markup> ve
HTTP gibi ilgili protokollerdir.

Hazır Kahve Hazır Mesaj

Hazır mesaj ya da anında mesaj kısaca IM diye anılıyor. Bir yazılım uygulamasıyla gerçek zamanlı yazılı mesajın değişimi olarak da tarif edilebiliyor.
Aslında konu daha çok internetle ilgili olsa da mobil pazarlamanın bluetooth pazarlama alanında da uygulamalar yoğun olarak gerçekleşebilmekte.
Açıkhava reklamlarında güzel bir hazır kahve reklamını görür görmez istek uyandırma gibi düşünülebilir. Açıkhava reklamı özellikle de bir kafenin karşısında çok net bir şekilde algılanabiliyorsa, bir çok kişiyi kahve satınalma konusundaharekete geçiriyor. Anında mesaj bir arkadaş veya uyarıcıyı görür görmez (ya da algılar algılamaz) devreye giriyor. Normalde insancıl bir tepkiyi artık mobil araçlar vasıtasıyla almak mümkün oluyor. Nasılki güzel bir kız gördüğünde bir delikanlı klark çekiyorsa, kurumlar da uygun müşteri bulduklarında mesaj çekiyor.
E-mail'den önemle farkı e-mailin genelde tam zamanlı (senkron)değil hatta çoğu zaman asenkron oluşu.
Mobil pazarlamada E-mail mesajı yerine bluetooth mesajı gönderilerek benzer uyarıları yapmak mümkün.

Buzz ya da Söylenti pazarlamasında yeni uygulamalar

Günümüzde uygulanan bir çok pazarlama, reklam ve halkla ilişkiler kampanyalarında bir itme stratejisi uygulanmaktadır. Aslına bakarsanız genelde hiçbir müşteri bu tarz bir itme stratejisinden hoşlanmaz. Bu bağlamda söylenti (buzz) pazarlaması müşterinin daha rahat uyum gösterebileceği bir çekme stratejisini kullanır.

Mob-marketing gibi kişisel blog sayfaları ise elektronik bir söylenti yaratmak için popüler bir medya haline dönüşmektedir. Reklamcılar ürün ya da hizmetlerin tutundurma faaliyetlerinde "kendilerine uygun çağrıyı sağlayabilecek blog" yazarlarının peşine düşmüşlerdir. Söylenti pazarlamasını yayabilecek bir diğer araç da Hemen gelen mesaj (Instant messaging) (IM)uygulamaları olarak değerlendirilmektedir. Detaylı bilgi için (http://searchcrm.techtarget.com/sDefinition/0,,sid11_gci939341,00.html)

29 Mayıs 2008 Perşembe

Y jenerasyonu veya Milenyum Jenerasyonu

Bleach ile ilgili yazdığım konudan sonra Milenyum jenerasyonu hakkında bilgi vermek isterim. Çünkü bleach bu jenerasyonla çok yakından ilgili.

Deloitte adlı şirketin milenyum jenerasyonu ile ilgili yapmış olduğu bir araştırmada bu yeni jenerasyon hakkında şöyle bilgi vermektedir (http://www.deloitte.com/dtt/article/0,1002,sid%253D26551%2526cid%253D120906,00.html )Doğum tarihleri hakkında tam bir fikir birliği olmamakla birlikte 1978-1995 yılları arasında doğmuşlardır.
Çoğu uzman ise 1981 ve 1993 yıl doğumlu olduklarını düşünmektedir.
Bebek patlaması sonucu doğanların çocuklarıdır.
X jenerasyonunun kardeşleridir.
Bebek patlamasından sonraki en kalabalık jenerasyondur. Bebek patlaması ile doğanlar sayıca (yaklaşık ) 80 milyon, X jenerasyonu (yaklaşık ) 40 milyon ve milenyum jenerasyonu (yaklaşık ) 75 milyonu bulmuştur.
Araştırma ABD'de gerçekleştiği için milenyum jenerasyonunun %38 beyaz olmadıklarını ifade etmektedir.
Tarihi gelişime göre ise yeni "Kahraman Jenerasyonu" (Hero generation) olarak adlandırılmaktadır.
Bu jenerasyon milenyum jenerasyonu dışında Y jenerasyonu, sonraki jenerasyon, sonrakiler, dijital jenerasyon, netizens, oyun jenerasyonu gibi isimlerle de anılmaktadır.

Çoğu iyi eğitim almış , ailelerini rol modeli olarak gören , dürüstlüğü takdir eden yapıdadır.

Karakteristikleri: Teknolojiyi idrak edebilen, 7/24 ulaşılabilen, kendine güvenli, bağımsız, iyimser, kendine doğal özgüveni olan, hedef yönlü, kararlı, birbirine bağlı, başarı ya şartlanmış, azimli, hayat tarzı merkezli, girişimci,hizmet yönlü, küresel, yurttaş ve toplum bilinci olan…

Yani neredeyse çoğu iyi özelliği içinde barındıran bir jenerasyon.

O zaman bu jenerasyonun beklentileri, satın alma davranışları gibi konular giderek önem kazanacaktır.

Bunun arkasından ise bambaşka bir mobil jenerasyon gelmektedir. Henüz Y jenerasyonunun bile özellikleri tam anlamıyla tespit edilememişken bu yeni jenerasyon çok büyük değişikliklerle gelmektedir.

Bleach artık çocukların elinde

Internette çok değişik durumlar oluyor. Bleach bir anime yani çizgi film Japonlar bunu daha kolay telaffuz etmek için animation (animasyon) dan kısaltmış.
Pokemon, Sailormoon, Shaman King, Yu-gi-oh gibi çizgi filmlerle çocuklarımızın hayatına giren bu unsurlar gençlerin bu konuda yepyeni çalışmalara heveslenmesine sebep oluyor.
Bu eğlence dünyasında oluşan yeni bir boyut.
İşte bizim çocuklarımızdan birinin yapmış olduğu bir çalışma örneği
http://www.dailymotion.com/relevance/search/OXxNaRuToKuNxXO
Çocuklarımız yaratıcılıklarını ortaya koyabiliyor.
Bu tür çalışmalar Avatar gibi yeni çizgi filmlerle giderek yeni hayran kitlesi oluşturuyor. Hatta bu çizgi filmin felsefesi büyüklerin de ilgisini çekiyor.
Öte yandan mangalar amerimanganın ötesine gidiyor. Süpermen, örümcek adam gibi insanüstü kahramanlar yerine normal karakterlerin yer aldığı unsurlar pokemon gibi oyuncak ya da benzer araçlar kullanarak kahraman haline geliyor. Bu tür değişimler yaşanırken mangalar kültürü ve düşünce sistemlerini etkiliyor.
Herkese yeni bir ortamdan kısa bir haber geçmek istedim. Umarım bizim çocuklarımızın oluşturduğu yeni karakterlerin olduğu çizgi film ve romanlar (mangalar) da dünya piyasasında yer alır.

Randice Lisa Altschul

Bu isim tabii ki pek bir şey ifade etmiyor. Bu kadın bir oyuncak ve oyun tasarımcısı http://www.csupomona.edu/~plin/inventors/altschul.html maliyeti çok düşük bir telefon bir telefon tasarlamaya karar veriyor.
Milliyetin haberine göre "Altschul‘un 3 kredi kartı kalınlığındaki cep telefonunun çevre açısından tehdit oluşturmadığı, bir pille çalışan ve hammade olarak kağıttan yapılan telefonun 10 dolardan satılacağı bildiriliyor". http://teknoloji.milliyet.com.tr/detay.asp?id=356

Konuşma süresi dolunca atılacak olan mobil telefonların yaz aylarından itibaren bakkallar , barlar, fastfood lokantaları, havaalanları, oteller ve oto kiralama şirketleri tarafından satılması planlanıyor. Bu cep telefonunun artık "kolayda mallar" sınıfına erdiğinin bir göstergesi.
Özelliği konuşma süresi dolunca atılıyor olması.

Tabii insan kullanım özelliklerini merak ediyor.

Kullan at dünyasında yeni bir ürüne merhaba diyelim mi?

Gülümseyen Arı

Bugün hurriyet.com.tr 'deki ilk haber "Gülümseyen Arı Şoke Etti". http://www.hurriyet.com.tr/dunya/9044979.asp?m=1
Belki bir fotoğrafçı için ya da fotoğrafçılık mesleği için son derece önemli bir haber olabilir ama ben kendi adıma çok da önemli bulamadım. Uğraştım ama bir türlü olmadı.

Arının gülümsemesini yorumlamak istedim. Siz arı neslini tüketiyorsunuz küresel ısınmayla birlikte sadece arı neslini değil bir çok diğer canlının da sıra size de gelecek mi demek, ya da bu insanların işi yok arının, arı sütü, balıyla, poleniyle, ilacıyla uğraşacağına gülümsemesiyle uğraşıyor, boş işlere koşuyor mu? demek.....

Niye daha etkili, doğru ve iyi mesajlarla insanlara ulaşılamıyor? Kitle iletişimi araçlarının bir kısmı neden insanı boş şeylere yönlendiriyor? Merak ediyorum.

Bunu ciddi ciddi düşünmek lazım.

Mobil Reklam'da Dağıtım Kanalları

Juniper Research'e göre mobil reklam dağıtım kanalları başlıca 7 kategoriye ayrılıyor:
  1. SMS reklamları
  2. MMS reklamları
  3. İçerik içinde indirilebilen (download) reklam
  4. Portal girişindeki reklam
  5. Mobil internet reklamları
  6. Masaüstü/cep üstü (ekran koruyucu) tipinde reklam
  7. Mobil TV ve video reklamları

Bunların SMS reklamları haricindekiler genelde hayatımıza yeni giriyor. Kavramları ve kuralları değiştiriyor. Onun için reklamcılar artık bu mecraya gereken önemi vermek zorundalar çünkü gerçek kitlesel-kişisel çabalar bu ortamda yaşanacak

29 yaş üstü çalışanlar işsiz kalacak korkusu…üzerine

Dünkü haberlerde aşağıdaki konu çok ilgimi çekti!

Haber şöyle "Kamuoyunda istihdam paketi olarak bilinen yasaya göre 1 Temmuz 2008’den sonra işe alınan kadınlarla 18-29 yaş arasındaki gençlerin SSK primleri 5 yıl boyunca İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacak. Yasanın bu maddesi, “İşverenler teşvikten yararlanmak için 29 yaşın üzerindeki çalışanlarını işten çıkarıp yerine 18-29 yaş arasındakileri işe alır mı?” endişelerini gündeme getirdi. Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu yasanın mevcut istihdama ilave olarak yeni işe alımları teşvik etmeyi amaçladığını ancak uygulamada durumun farklı olabileceğine dikkat çekerek, “Bazı işverenler fiili olarak çalışan kıdemli işçileri işten çıkarıp teşvikten yararlanmak için yerlerine 18-29 yaş grubundaki gençleri almak isteyebilir” dedi."

Bu çalışanlar için bir tehdit midir?
Bence cevabı çalışanın özelliklerine bağlı! Nitelikli, vasıflı çalışanlar için fazla bir değişim olmaz. Çünkü onlar zaten işlerinin gerektirdiğini en iyi şekilde yapmaya çalışıyorlar. Burada sorgulanması gereken konu vasıfsız işçilerin durumu.

O zaman vasıfsız işçiler ne yapsın? Kendilerini geliştirip daha vasıflı hale dönüşsün. Bu kolay olur mu? Tabii ki kolay olmaz. Ekstra bir çabaya ihtiyaç var. O anlamda Belediyelerin açtığı ücretsiz kurslardan yaralanma fırsatları üzerinde durmak gerekir http://ismek.ibb.gov.tr/html/ismekte-bir-fransiz_1678/?p=122
http://www.ibb.gov.tr/tr-TR/BilgiHizmetleri/Istatistikler/Documents/egitim/t12.pdf
Üstelik bu çalışmaların bir kısmı AB projesi kapsamında.

Gençler her zaman enerji dolu olmuşlardır. Bu enerjilerini iyi kullanmalılar ve işletmeler de gençlere yeni fırsatlar tanımalı ve onalrın bu yoğun enerjilerinden en iyi şekilde yararlanmalı.

Aynı zamanda gençler kendilerini bilgiyle donatmalı çünkü artık sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiliyor. Donanımı kuvvetli olan kazanır. İşte bu herkes için bir fırsat bunu en iyi şekilde değerlendirmeli.

28 Mayıs 2008 Çarşamba

Neden Mob-Marketing?

Blog adı seçimim mob-marketing oldu. Mobil ve pazarlamanın birleşimi olarak düşündüm. Ama mob-marketing'in bir çok anlamı daha var. Mob İngilizce bir kelime ve bir kaç anlamı var. Bir tanesi izdiham. Dilerim ki bu blog, bol okuyucusu olan bir blog haline dönüşür. İkincisi, halk tabakası demek tabii bunlar benim diğer anlamlar arasından seçtiklerim diğerlerini http://www.seslisozluk.com/?word=mob dan görebilirsiniz.

Aslında bir çok anlamda mobil pazarlamayla ciddi ortak anlamları ve uygulamaları olabilir.

Çünkü mobilleşme sadece halkın belli bir tabakasında olmadı. Halkın her tabakasında mobilleşme söz konusu. Kalabalık ortamlarda ayırdedici hale getirme de mobil pazarlamanın yine bir parçası sayılabilir. Elit bir grubun kullandığı bir araç kesinlikle değil, ama zaman zaman kullanılan yeni araçların aksesuarları onları oldukça elit grubun kullandığı ürünler haline dönüştürebiliyor.

Eğer çok gürültücü ve lüzumsuz hale gelirse bu da mob.

Marka Üzerine

Marka tüketici veya müşterinin ürün/hizmetleri satınalırken aklında soru bırakmamaktır.

Sözlük anlamıyla marka kelime ve sembollerden oluşan bir ürünü eşdeğerlerinden ayıran unsurlardır. Bunlar genelde yazı, sembol, amblem, logo gibi görsel ögelerle ortaya konur.

İşletmeler açısından pazarda daha güçlü olduğunu ortaya çıkaran ve rakip işletmeler karşısında önde olmasını sağlayan görsel unsurlardır.

Belli bir kullanıcı kitlesi marka ismi geçen ürünleri kaliteli olarak kabul eder ve piyasada o ürüne ilişkin isim amblem veya logo yerleşir.

Yeni bir kullanıcı açısından değerlendirildiğinde ise tanınan, bilinen, markalı ürünler diğer kişiler tarafından zaten kullanıldıkları için o ürün/hizmetin satınalınmasından önceki araştırma süreci fazla olmamaktadır.

Markalar ürün/hizmet değerini arttıran araçlardır. Firma imajını etkileyen bu önemli unsur reklam ve halkla ilişkiler çabalarında da çok kuvvetli bir destektir. Çünkü marka sayesinde geliştirilen iyi imaj pazarda güvenilir olmayı ve söylemlerde daha etkin olmayı sağlamaktadır.
Üstelik markalar tüketici değerlendirme kriterleri arasında neredeyse firmanın olmazsa olmazı haline gelmişlerdir. Böylelikle pazarda daha güçlü ve kalıcı olmayı sağlayan ögelerin arasında yer alırlar.

Marka olan bir ürün ya da kurum tüketicilerin hafızasında yer etmiş ve kategorilendirilmiştir. Böylelikle marka olmayanlara göre oyuna 1 puan fazlasıyla çıkmaktadırlar. Böylelikle tüketicinin ürünleri alması için ikna olması kolaylaşmaktadır. Aynı zamanda bir tür güveni temsil eder.

Marka çağrışımdan yararlanır. Ürün/hizmetin ya da firmanın adı, onunla ilgili bilgiler ve yargılar otomatikman devreye girer. Çünkü artık insan beyninde yer etmiştir.

Pazarlamada önemli olmasındaki sebeplerin başında, güven vermesi, müşteri sadakati yaratması, satışları arttırması, rakiplerden ayrılmayı ve firma imajını güçlendirmeyi sağlaması, ürün seçimini kolaylaştırması gibi durumlar yatar.
Cep telefonunda en gözde markalar Nokia http://www.nokia.com.tr/, Sony Erriccson, LG, Samsung gibi markalardır. Samsung, LGhttp://www.letsgomobile.org/tr/2775/samsung-l760/ gibi Kore çıkışlı markalar Türkiye pazarında ciddi atılımlar yapmışlardır.

Marka ürünün/firmanın nüfus kagıdı gibi düşünülebilir. Ürünün/ firmanın varlığını ortaya koyan, açıklayan, diğerlerinden ayırdedilmesini sağlayan bir özelliktir.

Marka aynı zamanda ürünün itibarıdır. Çünkü tüketicinin gözünde iyi itibar bırakan ürünler markalaşabilirler. Gösteriş açısından da önemlidir, çünkü markayı kullanan veya üzerinde taşıyan insan kendini özel hissetmektedir.

Tüketici Tatmini

Tüketici tatmini, tüketicinin satınaldığı ve kullandığı ürünlerde, ihtiyaçlarını karşılayacak özellikleri bulmasıdır. İşletme açısından tüketicinin istek ve ihtiyaçları doğrultusunda beklentilerinin karşılanmasıdır.

Tüketici yönüyle:

Kullanım öncesi: Üründen neler bekliyorum?
Kullanım sonrası: Üründe aradığımı buldum mu? Ne oranda? sorularının yanıtlanmasıyla değerlendirilmektedir.

Ekonomik terimlerden yola çıkacak olursak tüketicinin ihtiyaç duyduğu ürün/hizmetten beklenen verimin elde edilmesidir.

Kitaplarda ise daha çok müşterinin bir ürünü satınalırken beklediği fayda ile kullanım sırasında ve sonrasında edindiği fayda arasındaki fark olarak tanımlanmaktadır.

Tüketici tatmini bir kıyas meselesidir. Çünkü tüketici burada hem diğer ürün/hizmetlere hem de diğer kullanıcılara kıyasla doğru tercihte bulunup bulunmadığını değerlendirmektedir.

Tüketici tatmini aynı zamanda memnuniyet sürecinin temel parçası olarak ele alınabilir.
Buaradaki önemsenmesi gereken konu mobilleşen dünyada müşteri beklentilerinin de çok hızlı bir şekilde değişmesidir. Kurumların bunu tespit ederek faaliyete geçmeleri ve rakiplerine göre tüketicilerini daha iyi tanımaları ve daha fazla tatmin etmeleri anlamına gelir.

Marka günümüzde çok önemli bir gösterge olsa da artık müşteri memnuniyetini değerlendirirken detay unsurlara inilmesi gerektiği gözden uzak tutulmamalıdır.

O yüzden genişletilmiş ürün kavramındaki genişleten unsurların ele alınması kurumlar açısından kritiktir.