23 Şubat 2014 Pazar

Patronsan Vodafone Ret

Dijital dünyanın en önemli parçalarından biri de bizleri mobil ortama taşıyan operatörler. Bu operatörler çeşitli ülkelerde genelde 2-3, Hindistan gibi ülkelerde 15'in üstünde sayıda hizmet veriyor. Bizdeki operatörler Turkcell, Vodafone, Avea. Bunlar birbirlerinden müşteri kapmak için ve pazardan daha büyük pay almak için de yarışıyorlar. Bu yarışma esnasında kurumsal müşteri seçenekleri de son 5 yıldır üstüne vura vura reklamlarda çıkıyor ve şirketlere özel indirimlerle sunuluyor. Buraya kadar yapılan duyurumlar sayesinde  bazı şirketler elemanlarının özelliklerine göre 60-70 belki de 100'ün üstünde hat alıp kullanıyorlar.

Hattın alınmasına ve kullanım konusuna bir şey demiyorum. Operatörün satış temsilcisi geliyor ve anlaşmayı yapıyor. Yani hizmet ayağınıza kadar ulaştırılıyor. Buraya kadar da iyi.

Bazı uygulamalardaysa şirkette çalışanların telefonları var (farklı hat veya bireysel seçenekli) onların hatları da şirket hattı içine geçerse ki elemanlar şirket hattını yoğun olarak kullanıyor ve bu maliyetin gösterilmesi için faturalamak gerekiyor,  sonuçta bu şekilde kullanım faturalar şirket tarafından ödenebiliyor. İşte kurumsal bir çalışma modeli daha. Burada da bireysel hatlar şirket hattına dönüştürülüyor ve faturayı şirket ödemeye başlıyor. Hadi bu da tamam.

Benim vakam az önce bahsettiğim modelden. Bireysel hattımı şirket hattına çevirttik. Senelerdir aynı hattın kullanıcısıyım. Herkes telefonumu bilir. Bir ara operatörü değiştirmeyi düşündüm ama o sırada şirket hattı seçeneği çıkınca aynı operatörle yıllardır çalışıyorum. Temel noktada hizmet alıyorum kesintisiz falan diyorlar ama arada kesildiği de oluyor. Buraya kadar da tamam.

Bu arada ben bir değişiklik yapıp yeni bir android telefon aldım. Çünkü artık telefon SMS değil web hizmetleri de devrede ve insanın işini olağanüstü kolaylaştırırken aynı zamanda işini her an her yerde yapmana da sebep oluyor. Neyse telefonun kullanılması için elbette gerekli olan sim kart mevzusu bildiğiniz gibi. Senelerdir kullandığım telefonumu açtım sim kartım TELSIM döneminden kalmaymış. Düşünün ne kadar uzun zamandır bu hattı ve TELSIM'i sonra da Vodafone hattını kullanıyormuşum. Daha ne istiyor sadık müşteriyim işte!!! (Ama TELSİM hattındaki kartın Vodafone kartına dönüştürülmemesi de Vodafone'un hatasıdır. Zamanında müşterisini çağırıp kartlarını yenilemeliydi). 10 yıldan fazla kullanmak bir yerde şuç olmuş oldu. Sizin aklınız yok muydu arada ne cazip kampanyalar vardı oaradan oraya geçseydiniz...

Neyse yeni telefona ise mikrosim kart gerekiyormuş. Onu farkedince bir vodafone bayisinde bunu değiştirmek gerektiğini anladık. Buraya kadar da tamam.

Esas iş İstiklal Cad. Vodafone Bayiine gittiğimizde patladı. Kartı mikrosim yapmak istiyorum dedim. Satış elemanı bu değişikliğin 12 TL olduğunu söyledi. Satış elemanı nüfus cüzdanım veya kimlik tanımlayıcı belgemi istedi verdim. Cep numarasını istedi söyledim. Neyse bilgisayar verilerinden baktı ama bu şirket telefonu dedi. Tamam evet şirket telefonu sonuçta simkartı alıyorsunuz yerine mikrosimi takacaksınız. İşte olay burada patladı...

Satış Elemanına neden bunu değiştiremediğimi sordum. Şirket kurallarıymış, sözleşmede varmış falan dedi. Ayrıca bu sim kartı değiştirirsek şirket telefonu olduğu için dolandırıcılıklar oluyormuş 'Siz SMS ile para aktarımı yapıldığını bilmiyor musunuz o yüzden mikrosim kart veremeyiz', onun için ya patron ya da onay verdiği (ama sanırım noter tastikli falan olması lazım) onun gelmesi ile mikro simkarta değiştirmek gerekiyormuş  Muhammet Bayramoğlu isimli elemanın söyledikleri bunlar ve sonuçta Vodafone'un söylediğinin tercümesi ise şu: siz hırsız, dolandırıcı falan olabilirsiniz o yüzden yapamam. Ben de dedim web sayfasında nerede yazıyor gösterin. Ama çok uzun zaman alır yapamam dedi (Tamam İstiklal Cad. kalabalık bir bayi). Ama aslında daha önce internet sitesinde böyle bir yere bakmadığını da sanırım hepimiz biliyoruz. Böylelikle ben de sonraki gün Vodafone web sayfasına baktım, buna ilişkin bir ibare aradım ama bulamadım nereye koyduklarını...

Dijital olmakla övünen ve ödül alan operatörlerimiz bu tarz uygulamaları neden bu kadar saçma bir şekilde gerçekleştirirler? Patronun onayı olması için illa adamın bireysel gelmesi mi gerekir? Diyelim ki şirkette 100 çalışan var ve bu kişilerin her birini cep telefonlarının sim kartları sırayla gün gün bozuluyor. Patrona diyeceğiz ki hadi bakalım zaten sizin işiniz yok o yüzden bizim mikrosimlerin peşine düşün de şirket iletişimini sağlayalım. 100 kişinin işlemi için 100 ayrı gün patron bırakın 1 saati 15 dk harcasa 1500 dk yani 25 saat eder. Sanırım gidiş geliş vb katarsanız 100 saatini böyle bir şeye mi harcasın? Elbette söylediğim uç bir vaka halbuki şirketlerde esas onay verecek bir temel numara olsa bu kişiye SMS gönderilse (zırt vırt her an SMS her şey için gönderiliyor çünkü) bunun onayı gerçekleştirilse ne patrona ne çalışana sıkıntı olur.

Ama sistem böyle devam ederse Patronsan Vodafone Ret!!!

Bu arada herkesin hırsız ve üçkağıtçı olmayacağını bu satş temsilcilerine öğretmeniz gerekir Sayın Vodafone yetkilileri. Herkesi potansiyel dolandırıcı görüyorlar. O yüzden diyorum ki aklınızı başınıza alın ve uygulamalarınızı müşteri yönlü yapın bir de CRM falan yapıyoruz diyorsunuz. Bence sadece şekil yapılanlar, özde de akılcı müşteriye yönelik olumlu yaklaşımları görmek istiyoruz.

Hepinize ilgili günler diliyorum...






2 yorum:

office-fr dedi ki...

Bende paket aşımı fiyatlandırma şokunu yaşadım bu ay....çok dikkatli olmak lazım.

enderuygun dedi ki...



Evet GSM'de kurumsal müşterilerin abonelerine, şirket yetkilisi (bu patron olmak zorunda değil, abonelik sırasında o şirkette yetkiyi alan kişi) onayı olmadan bir çok işlemi regülatif (BTK) olarak yapamazsınız. (Micro-sim değişikliği buna dahil mi bilmiyorum, araştıracağım).

Ama konumuz burda bu işin regülatif olup olmadığı değil ve konu CRM' den öte CEM (Customer Experience Management) konusu. Özellikle GSM firmalarında müşteri deneyimini yukarılarda tutmak adına süreçlerden sorumlu CEM ekipleri var. Ama bu da yetmiyor. Siz süreçleri ne kadar iyileştirseniz ve BTK'ya uysanız da müşteriye dokunan bayilerin,bayi çalışanları ve yöneticilerinin belirli bir standardın (%100 müşteri memnuniyeti, çözüm odaklı yaklaşım) üzerinde olması gerekiyor. Bu noktada turnover, şirket çalışanlarının maaşlar ve çalışma tipi(bordrolu/outsource) kısacası kalifikasyonları çok önemli. Kalite= Zaman*Maliyet denklemini düşündüğümüzde "maliyet"i düşürürsen "kalite" de düşer.


Diğer taraftan, istatistiksel analizler yapıp, modeller geliştiriyorsunuz, fakat bu modellerin inputlarında Gonca telli ya da her hangi bir müşterinin micro-sim karttan dolayı yaşadığı sıkıntı (eğer G.Telli bunu şikayet olarak iletmemiş ve bu şikayet şirketin veri ambarına düşmemiş ve kullanılmamışsa) yer almıyor. Hal böyle olunca ummadığınız müşteriyi (G.Telli) kaybediyorsunuz. Burada da dinamik olacağım ayağına kısa vadede aksiyon almaya çalışıp yeteri kadar düşünmeden eyleme geçersen (düşün-eylem-düşün) bu sefer "zaman" kısa olur ve yine "kalite" düşer.

Olması gereken (tüm şirketler için), CEM outputlarını CRM inputlarına dahil edip, CRM outputlarını yine CEM süreçlerinde kullanmak. Bunun için de gerekli olan şey yeterli zaman, yeterli insan kaynağı ve kalifikasyon.

Ama işte odak noktası "para" olunca...